otarafa: Erol Köse Bombaladı butarafa: plaqq cifte terli
Papa'nın gergedanı

cevap ver  kazımkanat   14/07/06

Sunay Akından İstanbul Gergedan ve Fellini hakkında güzel bir yazı

ve Lawrence Norfolk'un papa'nın gergedanı hakkında bir link
ikisinin birbirine nasıl bağlandığını görmek şaşırtıcı

Kuzey Kutbu'na yakın sularda seyreden bir gemi, 1924 yılının 16 Ocak günü 
kütüphaneye dönüşmüştür. Nasıl mı?.. Buzlara saplanan geminin yolcuları, 
kaptanın ''Yeni kömür aldık, erzak zaten üç dört hafta yetecek kadar var'' 
sözleriyle rahatlayıp kitap okumaya başlarlar. Yolculardan biri, 
kamarotun ''Napoleon'un Leipzig Önündeki Muhaberatı'' nı, kaptanın Oscar 
Wilde 'ın 'Salome' sini, birinci makinistin polisiye bir romanı, mürettebattan 
çoğu denizcinin Tolstoy 'un kitaplarını okuduğunu görünce şaşırır. Swanhild 
adlı geminin ateşçilerinin ellerinde de, Marx ve Engels 'in 'Komünizm 
Programı' vardır. Şaşkın yolcu, şunları yazar günlüğüne o gün: ''Swanhild, 
Swanhild! Ben seni; Danzig'den Kopenhag'a beni götürecek vapur 
zannetmiştim. Meğer sen, Baltık Denizi ortasında bir okuma salonu imişsin.'' 

İki yolcu... 

1959 yılında da, aynı sularda bir buzkıran, buzlar arasında sıkışıp kalan bir 
geminin önünde yol açmaktadır. Yolculardan biri, paltosunun yakası kalkık 
olarak oturduğu güvertede, eldivenlerini bir anlık çıkarıp şu dizelerle 
başlayan bir şiir yazmaktadır: 

Önde buzkıran vapurumuz peşisıra sarsılarak. Baktım kamaramın 
lumbarından, deniz donmuş kaskatı ak. İstanbulluyum, denizin tuzlu sıcak 
kıyısında büyüdüm. 

Kuzey Denizi'nde, birbirinden 25 yıl arayla buzlar arasında sıkışıp kalan her 
iki yolcu da, Türk sinemasının önde gelen isimlerindendir. İlki Muhsin 
Ertuğrul , ikincisi ise onun birçok filminin senaryosunu yazan Mümtaz 
Osman 'dır. Ama siz Mümtaz Osman'ı gerçek adıyla 'Nâzım Hikmet' olarak 
tanırsınız!.. 

Her ne kadar Nâzım, İstanbul kıyılarını 'sıcak' olarak tanıtsa da, Boğaz'ın 
kimi zamanlar, Karadeniz'den gelen buz parçalarıyla kapandığı bilinir. Bu 
doğa olayının en yoğun olarak yaşandığı tarih, 1621 yılının ocak ayıdır. 
Bostanzade Yahya Efendi , 'Fi Beyan-ı Vak'a-i Sultan' adlı eserinde, ocak 
sonu, şubat başlarında, Haliç ve Boğaz'ın buzlarla kapandığını 
anlatır: ''Üsküdar ve Beşiktaş arası kara gibi olup, adamlar gezip 
Üskidar'dan İstanbul'a yürüyerek gelürler idi.'' 

Tarihçi Na'ima da, ''İncimad-ı Halic-i Konstantiniyye'' başlığı altında, 
İstanbullular için eğlence kaynağına dönüşen bu ilginç doğa olayını 
anlatırken, on beş gün hiç durmadan kar yağdığını belirtir. Dönemin 
şairlerinden Neşati , ''Be meded dondu bin otuzda soğukdan derya 
Üsküdar ile Sıtanbul arası dondu kamu'' , Haşimi Çelebi de ''Yol oldu 
Üsküdar'a bin otuzda Akdeniz dondu'' dizeleriyle buzları günümüze kadar 
taşımışlardır. 

Havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte, buzların başına neler geldiğini 
biliyoruz. İyi de, Pablo Neruda 'nın şu sorusuna yanıt verilebilir mi: 

Daha ne kadar yaşar bir gergedan 

Yumuşamak zorunda kaldığında? 

Batan bir gemi, Boğaz'ı kapatan buzlar derken, şimdi de gergedan!.. 
Şaşırdınız değil mi? Kitabın bu son yazısında, gergedanın boynuzunu 
konular arasında bir dikiş iğnesi olarak kullanmaya kararlıyım. Gergedan, 
çünkü; Boğaz'ın buzlarla kapandığı 1621'den iki yıl önce, 29 Eylül günü, 
Ömer Hayyam 'ın elyazması şiirleri ve kocası Lesage 'yla birlikte Atlas 
Okyanusu'na gömülen Şirin 'in atalarından İran Şahı Abbas 'ın elçisi Yadigâr 
Ali , dönemin padişahı II. Osman 'a armağanlar sunmuştur ki, armağanlar 
arasında bir de gergedan vardır! 

En soğuk kışlardan birinin yaşandığı 1621 yılında, İstanbul gergedanının 
yaşıyor olma olasılığı yüksektir. Neruda'nın sorusuna yanıt veremediğimiz 
gibi, sıcak iklim hayvanı olan gergedan için soracağımız şu sorunun 
karşısında da, suskunluğumuzu bozamayız: ''Daha ne kadar yaşar bir 
gergedan / Boğaz suları donmaya başladığında?'' 

Bakırköy'deki 'Fildamı' 

İstanbul gergedanı hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Bilinen yalnızca 
gergedanın II.Osman'a, 100 yük ipek, dört fil ve pek çok değerli eşyayla 
birlikte sunulduğudur. Osmanlı döneminde, Bizanslılardan kalan bazı binalar 
hayvan barınağı olarak kullanılmıştır. Bizans Sarayı'na zürafa gibi, padişaha 
armağan edilen hayvanların konulduğunu yazmıştık. Filler de, eski Bizans 
yapılarında yer bulurlar kendilerine. Bunlar arasında günümüze dek 
ulaşanlardan biri Bakırköy'deki 'Fildamı' dır. İstanbul'daki dört açık sarnıçtan 
biri olan bu dev yapıda, saraya ait filler koruma altına alınmıştır. Gergedan, 
armağan edilen diğer birçok hayvan gibi bir zamanlar Bizans krallarının 
saltanat sürdüğü saraya mı kondu, yoksa Topkapı Sarayı'nın dışbahçesi 
olan Gülhane'de bir yer mi buldu kendine, bilemiyoruz!? 

Lizbon gergedanı hakkında biraz daha fazla bilgiye sahibiz: Gujarat Kralı 
Sultan II. Muzaffer 'in, Dom Manuel 'e armağan ettiği gergedan, 1515 yılının 
20 Mayıs günü Lizbon limanına yanaşan 'Nostra Senora da Ajuda' adlı 
gemiden karaya çıkar. 

Portekizlilerin başına üşüştüğü gergedan, bir yıl sonra Papa'ya sunulmak 
üzere gemiye bindirilir yeniden. 1516 yılının ocak ayında yola koyulan gemi 
büyük bir fırtınaya yakalanır. Akdeniz'de batan gemi nice insana ve 
gergedana mezar olur. Dönemin ünlü ressamlarından Dürer 'in, Lizbon'daki 
bir arkadaşının gönderdiği taslak çizimlere bakarak Lizbon gergedanının 
resmini yaptığını da, yazımızın boynuzuna asmış olalım. 

Fellini , 1983 yılında çektiği 'Ve Gemi Gidiyor' adlı filminden sonra, yakasını 
bir daha hiç bırakmayacak olan şu soruyla karşılaşır: 'Neden gergedan?' 

Filmin son sahnesinde, başrol oyuncusu Freddie Jones , batan bir gemiden 
indirilen filikayla denizin ortasında kürek çekerken görülür. Jones yalnız 
değildir; geminin ambarında bulunan, Fellini'nin deyişiyle 'aşk acısı çeken' 
gergedan da filikadadır!.. 

http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=ktp&haberno=4705


Keywords:sunay akınlawrence norfolk
Kategori: diger


boşlukları doldurun


bunlara da göz atabilirsiniz:

otarafa: Erol Köse Bombaladı butarafa: plaqq cifte terli

iletişim - şikayet - kullanıcı sözleşmesi - gizlilik şartları