otarafa: Google’da AKP protestosu butarafa: bayan
tavuk vebası - kuş gribi

cevap ver  alper   23/02/06

kuşgribi sağlık birdflu tavuk kuş grip

1. Giriş

Avian influenza, halk arasında tavuk vebası veya kuş gribi olarak da bilinen, 
influenza A grubu virüslerin neden olduğu, kanatlı hayvanlarda solunum ve 
sinir sistemine ait belirtilerle birlikte yüksek morbidite ve mortalite hızı ile 
seyreden akut kontagiyöz bir hastalıktır. Hastalık çok büyük ekonomik 
kayıplara yol açmaktadır.
İnfluenza virüsünün A, B, C olmak üzere antijenik tipleri mevcut olup, B ve C 
antijenik tipinin sadece insanlarda hastalık oluşturduğu, A tipinin ise 
kanatlılarda solunum ve sinir sistemine ait belirtilerle karakterize avian 
influenza (Tavuk vebası) hastalığına sebep olduğu bilinmektedir.
Avian influenza, Ortomyxoviridae ailesinden influenza grubuna ait RNA 
genetik materyali bulunan influenza A virüsüdür. Patojenitelerine göre 
değişmekle birlikte, kanatlı hayvan türlerinden izole edilen bir çok serotip 
bulunmaktadır; bilinen 15 farklı Hemaglutinin (HA) ve 9 farklı Neurominidase 
(NA) tipinin varlığı söz konusudur. Bilinen bütün yüksek patojeniteli 
epidemilerin İnfluenza A virüsünün H5 ve H7 tiplerinden kaynaklandığı 
bildirilmektedir.

2. Bulaşma ve Epidemiyolojik Bilgiler

Virüsün hava yolu ile taşınması bir kaç kilometre ile sınırlıdır. Ayrıca hastalık 
böcekler, kan emici sinekler ve kemiriciler vasıtasıyla enfekte hayvanlardan 
duyarlı olan hayvanlara mekanik olarak bulaştırabilmektedir. Kuluçka süresi 
birkaç saat ile 2-3 gün arasında değişebilmektedir.
Avian influenza 100 yıl önce ilk olarak İtalya’da tanımlanan ve dünyanın 
değişik yerlerinde de zaman zaman epidemiler şeklinde ortaya çıkan bir 
hastalıktır. Hastalığın doğal saklayıcısının göçmen su kuşları -özellikle yaban 
ördekleri- olduğu belirtilmektedir. Virüsün saklayıcıları enfeksiyona 
dirençlidir; ancak, diğer kuşlar duyarlıdır. Evcil kanatlı hayvanlardan tavuklar 
ve hindiler hastalığa oldukça duyarlı olup, bu hayvanlarda hızlı fatalite ile 
seyreden epidemiler şeklinde otaya çıkmaktadır. 
Hastalığın horizantal bulaşması (yatay bulaşma, hayvandan hayvana 
bulaşma) çok rastlanan bulaşma şeklidir. Vertikal bulaşma (dikey bulaşma, 
tavuktan yumurta yoluyla civcive geçiş) ile ilgili kesin bir kanıt 
bulunmamaktadır. 
Enfekte hayvanlardan elde edilen yumurtaların kabuklarında etkenin varlığı 
belirlenmiştir. 
Hastalık kanatlılarda hafif bir hastalık tablosu şeklinde veya yüksek 
bulaşıcılık ve hızlı fatalite gösteren ciddî epidemiler halinde karşımıza 
çıkmaktadır. Hastalık etkeni enfekte hayvanlarla doğrudan veya dolaylı 
olarak temasta bulunan evcil kümes hayvanlarına bulaşmakta ve bu 
hayvanlar da şiddetli salgınlara sebep olabilmektedir. Hastalıkta morbidite 
ve mortalite hızları % 100’dür. 
Kuş ithalat ve ihracatlarının hastalığın epidemisinde önemli yeri 
bulunmaktadır. Hayvan sirkülasyonlarıyla virüsler büyük bir alana 
yayılmaktadır. 
Son yapılan araştırmalar, virüsün esasen düşük patojeniteye sahip olduğu, 
ancak kanatlı popülâsyonu arasındaki kısa süreli dolaşımı ile mutasyona 
uğrayarak yüksek patojenite kazandığı merkezindedir. 
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) 1983-1984 epidemisinde H5N2 
virüsü başlangıçta düşük bir mortalite hızına sahipken, altı ayda yüksek bir 
patojenite kazanarak yaklaşık % 90’larda seyreden bir mortalite hızına 
ulaşmıştır. Bu epidemide, kontrol için ABD’de yaklaşık 65 milyon dolar 
değerindeki 17 milyon kanatlı hayvan itlaf edilmiştir. 
İtalya’daki 1999-2001 H7N1 influenza A alt tip epidemisinde de başlangıçta 
düşük patojenite gösteren virüs, 9 ay içinde mutasyona uğrayarak yüksek 
patojenite kazanmıştır. Bu epidemide de yine 13 milyon kanatlı hayvanın bir 
kısmı ölmüş, bir kısmı da itlaf edilmiştir. 
Enfekte çiftliklerin karantinaya alınması ve etkene bir maruziyetin söz 
konusu olduğu sürülerin itlafı ile standart kontrol metotlarının uygulanması 
hastalığın yayılmasını engellemek için gereklidir. 
İnfluenza A yüksek bulaşıcılığı yanında çiftlikler arasında araç-gereç, 
yiyecek, kafes, elbise veya diğer ekipmanlarla kolayca taşınabilmektedir. 
Yüksek patojeniteli virüsler, özellikle çevre ısısının düşük olduğu yerlerde, 
uzun süre canlı kalabilirler. Bu nedenle korunma yöntemlerinin ve iyi bir 
sürveyans sisteminin uygulanmaması durumunda epidemiler yıllarca 
sürebilir. Örneğin, Meksika’da 1992 yılında görülen H5N2 epidemisi düşük 
bir patojenite ile başlamış ve mutasyonla fatal bir karakter kazandığından 
1995 yılına kadar kontrol altına alınamamıştır. Bütün influenza A tipleri 
konağın bağışıklık sistemine iyi adapte olmaları ve genetik değişime 
uğramaları nedeniyle insanlarda düzenli mevsimsel epidemilere yol 
açmaktadır. 
Avian influenza virüsünün normalde kuşlar ve domuzlar dışındaki türlerde 
hastalık yapmadığı bildirilmekle beraber, 1997 yılında Hong Kong’da kümes 
hayvanlarında meydana gelen ve virüsün H5N1 serotipinin sebep olduğu 
salgında 18 kişide şiddetli solunum yolu enfeksiyonu belirlendiği, bunlardan 
6 kişinin öldüğü ve etkenin de kümes hayvanlarında salgına neden olan 
etkenle aynı olduğu ilk defa bildirilmiştir. 
Yapılan araştırmalarda da bu kişilerin enfekte kümes hayvanlarıyla çok sıkı 
temasta olduğu anlaşılmıştır. Yapılan genetik mahiyetli çalışmalar 
insanlarda görülen hastalığın kanatlı hayvanlarda görülenler ile bir 
benzerlik gösterdiğini ortaya koymuştur. 
Bu vakalar ile Hong Kong’daki kanatlı hayvanlarda görülen influenza 
arasında bir koinsidanstan bahsedilmektedir. Hong Kong’daki bu epidemide 
bir buçuk milyon kanatlı hayvanın itlafı ile gerekli önlemlerin alınması 
hastalığın insanlara geçişini ve büyük bir pandeminin ortaya çıkmasını 
önlemiştir. 
Hong Kong’da 2003 yılı Şubat ayında biri ölümle seyrede avian influenza 
H5N7 alt tipli 2 vaka görülmüştür. Bu vakaların Güney Çin’e seyahat ettiği 
hikâyesinin olduğu bildirilmiştir. 
Şubat 2003’te Hollanda’da yüksek patojeniteye sahip H7N7 alt tipinin 
sebep olduğu epidemide, bir veteriner hekimin ölümünün ve 83 hafif 
hastalık tablosunun görüldüğü vakalar bildirilmiştir. 
Yine Hong Kong’da 1999 yılında H9N2 alt tipine bağlı hafif seyirli iki vaka, 
2003 yılı Aralık ayı ortalarında da hafif seyirli bir vaka bildirilmiştir. H9N2 alt 
tipi kanatlı hayvanlarda yüksek patojeniteli bir seyir göstermemektedir. 
Vietnam’ın kuzeyinde 2004 yılı Ocak ayında ciddi şiddetli solunum yolu 
enfeksiyonu ile seyreden bazı vakalar görülmüş ve yapılan laboratuvar 
incelemelerinde etkenin avian influenza A H5N1 olduğu belirlenmiştir. 
Avian influenza virüsünün, mutasyonla insanlara yönelik olarak da 
patojenite kazanabileceği ve salgınlara yol açabileceği ifade edilen bilgiler 
arasındadır. Hastalığın insanlara bulaşması, enfekte hayvanlara veya 
enfekte hayvanların dışkı, burun salgıları vb. materyalleri ile kontamine 
olmuş yüzeylere temas sonucu ya da kontamine materyallerden havaya 
karışan virüslerin solunması ile olabileceği belirtilmektedir. İnsandan insana 
bulaşmanın olmadığı virüsün, mutasyonla bu karaktere de sahip olabileceği 
ifade edilmektedir. 
İnsanlardaki influenza A H5N1 serotipinin neden olduğu enfeksiyonlarda 
ateş, boğaz ağrısı, öksürük, solunum güçlüğü ve viral pnömoni gibi solunum 
sistemine ait belirtiler görülmektedir. 
Avian influenzanın alt tiplerinden H5N1, hızlı bir şekilde mutasyona 
uğraması ve diğer türler için enfekte edici nitelik kazanması nedeniyle daha 
ciddî görülmektedir. 
Hayatta kalan enfekte kuşlar dışkı ve ağız salgılarıyla en az 10 gün süreyle 
virüsü çıkarırlar. Bu durum, hayvan satışları ve göçmen kuşlar vasıtasıyla 
virüsün yayılmasına kaynak teşkil etmektedir. 
H5N1 yüksek patojeniteli epidemilerin kaynağıdır. Aralık 2003 ortalarında 
Kore’de ve diğer Asya ülkelerinde özellikle halk sağlığını tehdit eden etken 
olmuştur. H5N1 alt tipi 1997 yılında insanları direkt enfekte etmiş ve 2004 
yılı Ocak Ayı’nda tekrar ortaya çıkmıştır. Bu yönüyle H5N1 alt tipi insanlar 
için daha büyük bir tehdit unsuru olarak görülmektedir. 
Aralık 2003’ten bugüne kadar belirtilen alt tipin sebep olduğu vaka ve ölüm 
sayıları, 10.03.2004 itibariyle, Tayland’da 11 vaka, 7 ölüm, Vietnam’da ise 
22 vaka 15 ölüm şeklindedir.
Bu yılın başlarında ABD’ de görülen salgının etkeni avian influenza A’nın 
H5N2 serotipi olarak belirlenmiş, ancak, bunun Asya’da görülen serotiple bir 
bağlantısının olmadığı bildirilmiştir. 

3. Tanı

İnfluenza tanısı için hızlı ve güvenilir test metotları mevcuttur. Ülkemizde de 
gerek veteriner araştırma enstitüleri gerekse Refik Saydam Hıfzıssıhha 
Merkezi Başkanlığı Laboratuvarlarının lüzumu halinde icap eden çalışmaları 
yapabilecek alt yapıları bulunmaktadır. 

4. Korunma ve Kontrol

Kanatlılarda hastalığın belirlenmesi halinde yetkili otoriteler gerekli 
önlemleri almalı ve ilgili mevzuatı gereği karantina, itlaf ve dezenfeksiyon 
uygulamalarını eksiksiz yerine getirmelidir. Ülkemizde bu alandaki hizmetler 
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. 
Elde edilen bilgiler, hastalığın insanlardaki şeklinin, özellikle hastalığın 
görüldüğü çiftliklerle alakalı olduğunu gösterdiğinden, tavuk çiftliklerinde 
çalışanların korunma önlemlerini uygulamaları (eldiven, maske, kişisel hijyen 
vb.) sağlanmalı, bu kişiler hastalıkla ilgili olarak bilgilendirilmeli ve 
bilinçlendirilmelidir. 
Ayrıca, etkene bir maruziyetin söz konusu olması halinde, mevcutsa etkili 
antiviral ilâçlarla profilaksi yoluna gidilebileceği de ifade edilmektedir. 
Virüsün, 56 °C’de 3 saate veya 60 °C’de 30 dakikada öldüğü bildirilirken, 
formalin ve iyot bileşiklerine de duyarlı olduğu belirtilmektedir. Ayrıca virüs, 
kontamine gübrede düşük ısılarda en az 3 ay canlı kalabilirken, suda 22 °
C’de 4 gün, 0 °C’de ise 30 gün canlılığını sürdürebilmektedir. 
Hastalığın görüldüğü ülkelere seyahat edenler enfekte tavuk çitliklerinden 
uzak durmalı ve iyi piştiğinden emin oldukları kanatlı etleri ile yumurtaları 
tüketmelidirler. Kişisel hijyene de gerekli önem verilmeli, eller sık sık sabun 
ve bol su ile iyice yıkanmalıdır. 
Bunların yanı sıra, hastalığın görüldüğü ülkelere seyahat edenler, 
dönüşlerinde 7-10 gün içinde ateş ve solunum sistemine ait belirtilerin 
görülmesi halinde hekime başvurmalıdırlar. 

5. Tavuk Vebası İle İlgili Ülkemizde Yapılan Uygulamalar

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından, kanatlılarda söz konusu hastalıkla 
ilgili bir çalışma yapılmış ve hastalığın ülkemizde olmadığı belirlenmiş olup, 
keyfiyet Uluslararası Salgın Hastalıklar Ofisine (OİE) bildirilmiştir. 
Ayrıca, hayvanlarda söz konusu hastalığa karşı mücadele ve alınacak 
önlemlere ilişkin hususlar, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası 
Yönetmeliği ve bu Yönetmeliğe bağlı olarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca 
yayımlanan Tavuk Vebası Hastalığına (Avian İnfluenza) Karşı Korunma ve 
Mücadele Talimatnamesi ile düzenlenmiştir. Söz konusu Talimatnamede, 
hastalıkla ilgili bilgilerden teşhis yöntemlerine, numune gönderme 
şekillerinden korunma ve kontrol önlemlerine kadar bütün bilgiler geniş bir 
şekilde yer almıştır. 
Bunların yanı sıra Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğünce hastalığın 
görüldüğü ülkelere seyahat edenlere gerekli uyarılar yapılmakta ve bu 
ülkelerden dönen kişilerin ülkemize girişlerinde avian influenza yönünden 
muayenelerinin yapılması sağlanmaktadır.

Kaynak: www.saglik.gov.tr

--------------------------------------------------------------------------------
Düzenleyen BOZTURK 


cevap ver  c   23/02/06
"yüksek morbidite ve
mortalite hızı"
nece bunlar: mobidite,
mortalite?
fıransızcaya benziyor ite
te e

evet, evet kesinlike:
morbidité ve mortalité bunlar
ve sadece fransızlar
öldüğü için türkçe
karşılıkları yok
cevap ver  bela   24/02/06
Ama fonetigi.. yani kulaga dolumu cok hos kelimeler.. morb ve mort 
morbid god forbid
infant mortality rate
primordial soup
hnggh bi hos oluyorum


boşlukları doldurun


bunlara da göz atabilirsiniz:

otarafa: Google’da AKP protestosu butarafa: bayan

iletişim - şikayet - kullanıcı sözleşmesi - gizlilik şartları