|
otarafa: Felix Kubin | butarafa: odtu-bahar senligi |
Dorian Gray'in Yeni Portresi
|
emrah forwardlamIs
>Dorian Gray'in Yeni Portresi >24.04.2003 > > >Dorian > >Oscar Wilde’ın roman karakteri Dorian’ın 1990 yılında Londra’da Prenses >Diana ile ne işi var? > >1890 yılında Londra sokaklarını ve afyon tekkelerini arşınlayan Dorian Gray >1990 yılında Londra’nın Chelsea mahallesine gelse ne olacağı bir çok >akademik tartışmayı başlatabilecek türden bir konu ama kitabı yazıldı bile. >İngiltere’de çıkardığı kimi skandallar ile Hunter S. Thompson’ın İngiliz >Şubesi diye adlandırılan ve yazdığı kitaplarıyla J.G. Ballard’ın ve William >Burroughs’un varisi olarak nitelenen gazeteci Will Self’in son kitabı bir >imitasyon roman. > >Oscar Wilde’dan 120 sene sonra “Dorian Gray’in Portresi” bu sefer >Warholvari bir video enstalasyonu oldu. Üstelik Basil’in eserinin adı da >romanın şanına yakışır türden “Cathode Narcissus”. Yan yana sıralanan dokuz >video monitöründe çırılçıplak olan Dorian Gray’in görüntüleri var. Will >Self Wilde’ın romanındaki üç ana karakteri alıp onları 1981 yılının >Londra’sına taşıyor. 1890’da Dorian Gray’in portresini yaparak ona tutkuyla >bağlanan ve bu tutkusuyla yeni bir sanat keşfettiğini söyleyerek hayatının >masterpiece’ini veren Basil Hallward şimdi Andy Warhol’un ve ünlü fotoğraf >sanatçısı Robert Mapplethorpe’ın arkadaşı olarak Warhol Fabrikasından >Londra’ya dönüp video enstalasyonları yapıyor. Ressam Basil Hallward’ın >yakın arkadaşı olan zeka küpü Lord Henry Wotton ise ortalarda Mark >Almond’ın “Tainted Love”ını söyleyerek geziyor ve bir tasarım dergisinin >editörlüğünü yapan Dorian’ı bir uyuşturucu batağına düşürüyor! > >Will Self romanın orijinalinde ki tüm mekanları, yardımcı karakterleri, >temayı ve nükteleri aynen bugünün Londrasına uyarlıyor, Dorian’ın ağzından >düşürmediği sigaraları ve içinden çıkamadığı afyon tekkeleri ise yerini >bugünün A sınıfı uyuşturucularına bırakıyor; ecstasy, kokain, speed gibi... >Dorian’ın aşık olduğu yetenekli ama fakir aktris Sybil Vane ise Self’in >romanında karşımıza Herman adında Soho’da rentboy olan bir yeniyetme >olarak çıkıyor. Dorian’ın portresi 1890’da zamana karşı koyamayıp >yaşlanırken, Self’in Dorian’ının video enstalasyonu üzerinde yaralar >bereler belirmeye başlıyor, çünkü o bir Aids taşıyıcısı. > >Wilde’ın derdi Viktorya dönemi değerlerini hicv etmekse Self’de kendi >jenerasyonunu Leydi Diana ile bir nevi hicvediyor; roman Haziran 1981’de >açılıyor, Diana St.Paul kilisesinin koridorunda yürürken Dorian birileriyle >eroin “ignesi”ni paylaşıyor, Diana Windsor Kraliyet yüzüğünü parmağına >taktığı sıralarda Knightsbridge semtinde Dorian’ın iğnesine erkek >arkadaşından bulaşan mikrop Aids...Orijinal romanda Dorian’ın aşık olduğu >güzel aktrist Sybil Vane’in Dorian’a “Prince Charming” olarak hitap etttiği >düşünülürse Will Self çok güzel bir detaydan yola çıkarak Princess Of the >Hearts’a atıfta bulunuyor. Bununla da sınırlı kalmayıp Dorian’ın kaderi ve >Prenses Diana’nın ki arasında bir ilişki kuruyor, Diana’nın hayatının >mihenk taşları ve ölümü romanın kurgusuyla önemli bir paralellik kuruyor. >Asla yaşlanmamaya gelince, tabii ki Dorian estetik tıbbın mucizelerinden >faydalanmıyor ama bir şekilde de Aids mikrobunu on altı sene boyunca >fiziksel olarak taşımamayı başarıyor gibi görünse de tavan arasında duran >video enstalasyonu günden güne kana bürünüyor. Diana Paris’de ki tünelde >bir rüya-kabus’un sonuna geldiğinde Dorian’ın video enstalasyonundaki >kanlar bir anda tüm bedenini kaplıyor. Aynı Wilde gibi Self’de güzelliğin >insan hayatındaki önemini eleştirel bir bakışla tartışıyor ve günümüzün >Dorian Gray’lerinin Nicole kidman ve Tom Cruise... olduğunu söylüyor.. > >Will Self >Dorian > >Ece.. > |
boşlukları doldurun
bunlara da göz atabilirsiniz:
|
otarafa: Felix Kubin | butarafa: odtu-bahar senligi |
iletişim - şikayet - kullanıcı sözleşmesi - gizlilik şartları |