|
otarafa: Ian Curtis filmi yolda: Control | butarafa: Wheel - O - Yum |
review:logh@balans
|
logh konseri genel atmosfer olarak belki ortalığı yıkıp geçmedi ama grup
elemanlarının hakikaten “onları” dinlemeye gitmiş birtakım insanlara beklediklerini tam manasıyla verdiğini söyleyebilirim. sahneye çok ‘harbi’ bir hava hakimdi bir kere; adamlar gelip gayet kendilerini vererek müziklerini yaptılar ve gittiler. elimizdeki verilere bakalım: isveçli, -en azından bu topraklarda- fazla tanınmayan, verili zamanlarını böyle müzik yapıp takılmakla geçirdikleri ve sahnede de "aha biz böyle bişey yapıyoruz" demekten başka bir sebeple bulunmadıkları aşikar, çok şükür hırstan nevri dönmemiş bir grup insanınsan. hal böyle olunca balans’a 10 milyon verip bu adamları izlemek, bu tarz müziğin takipçisi olan herkes için farz olmalı; çünkü yurt dışında bu tip elemanlar genelde büyük festivallere alt grup olarak çıkar veya daha nam salmış başka bir grubun on grubu olur, dolayısıyla onları izleyebilmek için keseden bayağı bir feragat etmek gerekir. müzikal duruşları adına diyebileceklerim kısıtlı olmakla beraber -çünkü ben nihayetinde ortalama bir dinleyiciyim- adamların kesinlikle etraflarına sigur ros ve muse'un o ‘hayatın-içerisinde-durakalmış’ hallerinden nasibini almış melez bir haleti ruhiye hissi yaydıklarını söylemezsem rahat uyku yüzü göremem herhalde. hatta belki söyle bir tanım bile yapabiliriz: ergenlik döneminde fazla muse dinleyip sigur ros psikozundan yakasını sıyıramamış, orta ölçekli iskandinav kasaba oğlanı müziği. üç gitar, davul, bas ve synthesizer’dan kurulu ana düzenege ek olarak başka malzemeler de sahnede inceden inceye boy gösterdi –çelik bir tokmağın yine çelik bir havan yüzeyinde gezdirilmesi farkedilenlerden yalnızca biriydi. parça uzunlukları bayağı gelgitli bir tarzda seyrederken 3-5 dakika arası değişiyordu sanırım. bu da pekala o bahsettiğim psikoz ve muse durumundan kaynaklanıyor olabilir: bayağı duru, minimal bir mod süreğiderken izleyici resmen adamların içine müse’un kaçtığı o ne idüğü belirsiz ana şahit oluyor ve o an aynı zamanda herkesin aletlere asıldığı anla bütünleşiyor. “yeni bir numara var mı, ondan haber ver” derseniz bence yok; yanı dediğim gibi etkileri okumak çok da zor değil ama ben logh’u çok samimi ve duru buldüm, ki bugünün müzik piyasasına baktığımız zaman bu biraz öne çıkması gereken bir özellik. bir de ‘yeni-bir-numara-var- mı-yok-mü’yu anlayabilmek için iyi bir ses sistemi olması şart. iste o var mıydı? soru işareti pozisyonunda üç dakikalık saygı duruşu! bir performans olarak konser mevzuunu, melodilerin sonuna kadar açılmış baslara kurban edildiği bir anlayıştan kurtarma zamanı geldi de geçiyor bile. hem sahnedeki duruşları hem de yaptıkları müzik açısından logh’un fuzuli hiçbir tarafının olmaması ayrıca takdir edilesi bir durumdu. dinleyiciyle muhatap olmanın kıyısından geçmemekle beraber grubun bu tavrında fitne fesat aramaya hiç gerek yok kanımca; adamların orda olmalarının tek sebebi müzik yapmaktı. onlar da yaptılar ve gittiler. konsere beraberimde sürüklediğim dostlar yapılanı/edileni "çok rock" buldular ama ben zaten öyle olduğunu baştan kabullenmiştik sanıyordum –tabii ben “konser var” haberlerinde geçen “isveçli rock grubu logh” lafını edenlerin yalancisiyim!- o zaman bu bir sorun olamaz gibi geliyor. hani onlar daha ağır bir sigur ros vakasıyla karşılaşma umuduyla gittiler galiba ama o topraklarda varolan köklü metal geleneğini de akıllardan çıkarmamak gerekir sanırım. izleyici kabaca en nihayet bir pazartesi gecesi dışarı çıkma izni alabildiği için manasız naralar atıp salyalar akıtan heyecanlı çoluk çocuk kitlesinden ibaretti; canım istanbulumun duyargaları sonuna kadar açık festival insancıklarının cicileriyle nerelerde fink attıklarını merak ediyorum. ‘haftasonu eventleri’ için kampa girdiklerinden hafta arası şalterleri kapalıdır diye tahmin ediyorum. neyse. böyle. özet olarak sevilesi, mütevazı bir iskandinav grubu istanbul’dan geldi de geçiverdi diyelim, acımız azalsın. ben sonra eve dönüp tortoise dinleme ihtiyacı da duydum bunların üstüne -seneca ve glass- bilmem birşey ifade eder mi? |
boşlukları doldurun
bunlara da göz atabilirsiniz:
|
otarafa: Ian Curtis filmi yolda: Control | butarafa: Wheel - O - Yum |
iletişim - şikayet - kullanıcı sözleşmesi - gizlilik şartları |