|
otarafa: Troubadour | butarafa: Urbs and cutex |
birgün bu kopkoyu faşizmden sağ çıkarsam kendime ne söyleyeceğim?
cevap ver
kaderimizbuysacekerizcem
14/07/08
|
metin: yurdakul levent kavas* çizen: ahmet orhan *kahve ile nargile adlı kitabından maalesef defunct |
cevap ver
kazımkanat
15/07/08
|
mizah insanları yargılamamalı diye düşündüm bi de hadi bize katıl haklı biziz haklı olan bu gibi uyduruk seyleri hiç sevmiyorum nerden biliyosun abisi |
cevap ver
kaderimizbuysacekerizcem
15/07/08
|
mizah nereden çıktı abi, kim kimi yargılamış? içinden keşke geçmekle birlikte ne olumlayan ne de olumsuzlayan dikey bir iç ses duydum ben sanki, yeniden başlanamaza yeniden başlama çabası değil ama, katılım çağrısı hiç değil, daha ziyade he danced his did ya da time nevers, bir de bir şiir... |
cevap ver
kazımkanat
15/07/08
|
sanırım bu kara mizah yargıladığı da durumdan daha cok okuyan gibi geldi bana resimli şiir diyorsan başka bir sürü yargı cümlesi var bana göre su cümle süper mesela "sen sınıfının sıradan tepkileriyle davrandın bağışlanmasa da açıklanabilir bir durum" hacım diye sorarlar neyi bağışlamıyorsun |
cevap ver
kaderimizbuysacekerizcem
15/07/08
|
sana demiyor ihtimal, kendime dedim diyor: kendime ne söyleyeceğim? demediklerinden yargı çıkartmaya çalışırsak eğer: topuyla tüfeğiyle ahlakının haritasını asanlara karşı kendi etikinin haritasını asıyor olabilir: buna karşı dahi göller nehirler dökülecek diye korksak da haksız sayılmayız belki, sınıfçak hem de. ama bunları demiyor işte, ration, passion, nation demiyor, okkalı bir kahve ve nargile söyleyeceğim, onu diyor. |
cevap ver
kazımkanat
17/07/08
|
Sanırım sorun taraf olmakla ilgili Milan Kundera'nın gülüşün ve unutuşun kitabı adlı romanın Melekler başlıklı 3. Bölümünün 5. kısmında taraf olmakla ilgili bir hikaye var. Ingeborg bachman'ın iktidar iki kişi arasındaki ilişkide başlar lafından etkilenerek bu yazar ve çizerlerin tahmin ettiğim eğilimindeki birliktelik halka bereberliklerine katılmanın benim için istenmedik bir şey olduğunu söylemeliyim Empati ve fikirleri yayma, ikna amacı olmadan bişeyler üretmek-yayımlamak zordur bence, dolayısyla kendi kendine konuşurken ben okuyucuları yargıladığı kanaatindeyim. bana göre eski anlamda bir sınıftan bahsedilemezken karikatürde sınıfın kalıp davranışllarına tutumlarına uymakla itham ediyor kendini dolayısıyla seni beni hakkı var mı böyle birşeye ben sol görüşlü insanların (muhafazakarlar ya da çoğu liberaller zaten default öyle) sadece söylem sol diye benim kolayca kabullenmeyeceğim bir çok seyi benimsediğini gördüm. sunu söylemek istiyorum ister sağ ister sol olsun örgütlü toplu bir harekete katılmak başkalarıyla fikir birliğine varmak bunun üzerinden insani ilişkileri geliştirmek ve siyasal örgütlenmeye gitmek bence kişi için zararlıdır. ben böyle bir şey içinde olmam olsam bile sol tarafta hiç olmam nekadar cok insan özgürlükten bahsediyor |
cevap ver
kaderimizbuysacekerizcem
17/07/08
|
aslında sol yok, sınıf da yok, eyvallah, ama devletin hastanesinde bir ameliyatın bıçak parası üç bin avro, özel okulun yıllık parası yirmi dört milyar. neyse, para değil aslında mesele, belki toplumun kendini yaşatmak için izin verdiği, vermediği akışkanlıklar, verme ve vermeme biçimleri. ama ne bileyim, enngenellersek hiçbirşeyin önemi yok tabii, ne diyeyim. (yine de, keşke bakkal olsaydım da o doktora ekmeği üç yüz ytlden satsaydım geçiyor içimden...) "kahve ile nargile" bir kitap aslında, çizgisiz. yazarı kendi tanık olduğu -ve dolayısıyla bizim ıskaladığımız- dünyayı anlatıyor. özgürlük, evet, insanın boğazından kolayca çıkıveren birşey olmasa gerek, biraz onu anlatıyor. |
|
Arkadaşlar, iki şeyi birbirine karıştırıyorsunuz gibi geldi. Birincisi "sınıf temelli bir bakış" zaten bazı açılardan sorunlu olduğunu kabul ederek, yani açmazları olan bir bakış olduğunu kabul ederek ve ancak bir takım verilerin hadiselerin insan ilişkilerinde kendini devamlı olarak (ve sanki o an'a aitmiş gibi olduğundan bilinen birşey değil de yeni bir şeymiş gibi) göstermesinden ötürü ele alınan bir bakış. Bunu meta üzerinden örneklendirmeye gerek yok. Bir takım şeyler sınıf varlığına ilişkilerde işaret eder bunu biliyoruz. Türkiye'de "sınıf yok" demek saçma çünkü bir çok diğer şey gibi, sınıf denilen şey de tarihsel bir süreç içinde kendini var ediyor. Bir hak davasının kendini şimdi-şu an konuşulanlarla, edilenlerle var ettiğini söylemeyeceğimize göre biraz böyle yaklaşmak lazım. Osmanlı-Türkiye toplumsal tarihinde sınıf kendini bir yokluk olarak, bir etkisizlik olarak kendini gösterirken devletin bunda etkin bir rol oynaması ile çıkan bir çatışma var. Ve bir şeylerin olmamasının, bir siyasal alandaki ayrışma neticesiyle, kesimlerin konuşamamasından ortaya çıkan bir hadiseden bahsedebiliriz. Bu yüzden "Türkiye'de sınıf var ama klasik anlamda yok" demek de yanlış. Elbette klasiği yok, Avrupa'dan herşeyimiz farklı. "Klasik anlam" zaten ne demek ki? Ancak bunun sağı ya da solu oldupundan da şüpheliyim. Böyle ayırmanın da doğru olmadığını, bu iki tarafında sınıf sorununa farklı ve çözüme giden yaklaşımları olduğunu düşünüyorum. Ancak iktisadi olanın, kendini kültürel, ahlaksal ve ideolojik olarak yeniden kurguladığını söylemek kesinlikle yanlış değil ve buna göre kurulan yapılan şeylerde, ele alınan soruna göre neleri görmekte fayda vardır, konu budur. Buna bir örnek cemaatçiliktir. Bunun gerçekten iyi yanları, daha doğrusu bir çözüm olabildiği alanlar bulmak mümkün (her ne kadar öyle olmadığını söylesek de). Bir şey daha: kazımkanat, kağıt toplayanların (kağıtçılar mı deniyor) hepatit c olduklarını söylemek tam da bir sınıf koduna işaret değil mi?? sınıf demek sadece işçi sınıfı, yoksul sınıfı değil aynı zamanda bir burjuva da demek. ve bu da tam da kendini bir koku savaşı bir pislik savaşında kendini gösteriyor olduğunu söyleyen bir şey sınıf çalışmasının kendisi. bir hijyen sorunu vs vs.. Yani evet sınıf temelli bakış saplantılı bir şey gibi durabilir ama zaten alayımız kendimizi bunun içinde gayet obsesif şekillerde bulabiliyoruz. Tam da bu noktanın açılımlanıyor olması rahatsız edici olsa da burdan bir şeyler çıkarmak, bir yerlere varmak mümkün. |
|
"mizah insanları yargılamamalı" ya kazım'ım sen eskiden daha düşünerek yazardın, gittikçe bi... her kahkaha yargı değil midir? mizah yargılamayacak da ne yargılayacak, mahkemeler mi? parmağıyla gösterip katıla katıla güler mizah ve bu yargıdır, gırgır yargısı, yargırgır |
|
ama yukarıdakine dair haklısın çünkü yukarıdaki mizah değil, karikatür kılığına girmiş sıkıcı ve dümdüz bir söylem resimlerle saklamaya çalılıyor bayağılığını |
|
"sunu söylemek istiyorum ister sağ ister sol olsun örgütlü toplu bir harekete katılmak başkalarıyla fikir birliğine varmak bunun üzerinden insani ilişkileri geliştirmek ve siyasal örgütlenmeye gitmek bence kişi için zararlıdır. ben böyle bir şey içinde olmam " neden zararlıdır? nasıl bir zarar bu, nasıl bir kişiye? |
cevap ver
kazımkanat
20/07/08
|
mizahın yargılamasına bişey dediğim yok insanları hedefi yapmasın "bence" eser olmasını istedğin bu tip üretimlerde -örnek olarak veriyorum- kızını niye okula göndermiyosun niye pazarlıyorsun niye namus davasına öldürüyorsun bunlar yanlış arkadaş yapma diye insanları yargılayan ifadeler yersiz haddini aştığı için de kaba çünkü öyledir. adamın sorumluluğundan bahsedemezsin başka türlü olamaycağı için insanlar öyle olmuştur. yargıladığın insanların yaşadıklarını aynı şekilde yaşasan üç aşağı beş yukarı senden de aynı sonuç çıkar yazdığın yazıda insana oynayıp tüm sorumluluğu ona atıp işi edebileştiremezsin "bence" yapılması gereken ki ben bunun da gereksiz bir çaba olduğunu düşünüyorum (bu başka bir konu ama) insanın o öznel durumundan bağımsız onu o duruma sokan sistemin eleştrilmesi gerek (ama bence cok manalı değil) insanlar içinde yaşadıkları sistemin makul kabul ettiği bir çeşit deliler grubudur bana göre (ara sıra suç da işleyebilir yakalanırsa cezalandırılır, belirli bir üretimi tüketimi -bir maliyeti- vardır falan) ve bir deli de eleştrilemez, ya da çirkin gelir bana çünkü değerli olan bişey varsa o da insandır yukardaki yazı hedef olarak insanları alıyor bence kendine ben de bunu beğenmiyorum. bir de üniversitler (sosyal bilimler) yuzyıllar önce yerin altında kalmış cin seddini kazıp ancak onun ucuna bir taş eklemene izin veriyorlar ama yıkmana asla halbuki o şey yerin altında kalsa cok uzakları görebileceksin gibi anlaşılması için abartarak söylüyorum 340 yıl sonra sınıf teorisi olan biteni açıklmakta ne kadar başarılı olacak. bana bişeye yaramayacak gibi geliyor neden şimdiden değiştirilmesin öyleyse ya da üniversiteler neden sadece "yöntem"in öğretildiği kurumlar olmasın düşündüklerimi burada anlaşılır bir şekilde anlatamam ander sen de hep bişeyleri bişeylere karıştırdığımızdan süpheleniyorsun cok cüretkar değil mi söylediğin belki de karıştırmıyoruzdur iktidar iki kişi arasındaki ilişkide başlar dayatma da maalesef |
cevap ver
kazımkanat
20/07/08
|
sunu da eklemeden yapamayacağım alan sokal'ın önemli-saygın bilimsel yayınlardan biri olan social text'te uydurma bir makale yayınlması ile herkesin bel bağladığı bilim dedikleri şeyin nasıl da önmesiz bişey olabileceğini gözler önüne sermesinden sonra konuyla ilgili yaptığı su açıklama önmelidir bence but why did i do it? i confess that i'm an unabashed old leftist who never quite understood how deconstruction was supposed to help the working class. and i'm a stodgy old scientist who believes, NAIVELY, that there exists an external world, that there exist objective truths about that world, and that my job is to discover some of them." |
|
şunu evvelden yazcaktım fakat sen bir şey demeden yazmayı da gerek görmedim. kazımkanat, sınıf kuramı üzerinden konuştuğun zamanlar oluyor bunu söylemek istedim. yoksa zaten bir sınıf dayanışmasından bahsedilecekse hakkaten bunu -bilerek ya da bilmeyerek- gayette buna taraf olduğunu düşündüğüm birisisin. rahatsız olduğum "taraf olmak" ve sınıf teoremini alakasızca köşeye atmanız. solla sağla alakası yok bunun. sınıf çalışmaları, maduniyet çalışmalarının bir koludur bana göre ve bu gayet efektif bir analiz "yöntem"idir. nasıl kullanılır mühim olan bu. karikatür bana göre güzel çünkü konuşamayanlar (özürlüler) ağzından birşeyler söylüyor ve lafı boğazında kalanlar için KENDİLERİNE bir açılım sunabildiğini düşünüyorum. "güldürü"nün de bir gerçek bir savaş alanı olması, bir "öc alma alanı" olması garip değil. öte yandan satirik komedi denen şey de sinikliği (cynical) aşabildiği sürece başarılıdır diye düşünüyorum ve buna iktisadi bir ilişki içinde bakmak sınıf çalışmasıdır. örnek, belki geyik olcak ama, inek şabanla recep ivedik olabilir mi? her neyse.. karıştırdım biraz ve sanırım eğlenceli olmadı. |
|
e tamam işte alan sokal gayet güzel cevabını vermiş neden böyle bir -gereksiz çalışmayı yaptığını. bana adam onu eleştirenlere bir cevap vermek istemiş gibi geldi. bi de namusla vs ne alakası var karikatürün anlamadım. |
cevap ver
kazımkanat
20/07/08
|
sınıf TEOREMi ne lan kuram ya da teoriyi kastetin herhalde karıştırdığımızı zannettiğin seyle ilgili de ne marksistine ne de başka bişeyine inandığımı söyleyebilirim sınıf teoreminin gücüm olsa su maduniyet-subaltern-marksist-postmodern laflarının hepsini kaldırmayı isterim biliyorum basit kalıyor benim düşüncelerim ama herşeyin karmakarışıkmış gibi gösterilmesinden cok canım sıkılıyor alan sokal örneğini kişilerin hangi taraftan olduklarını umursamadan nasıl bir dünyada yaşadığımızı anlamak için vermiştim. hoşuma giden adamın naive ifadesini kullanmasıydı namusla bi alakamız yok hatalı insan örneğinin daha iyi anlaşılması için öyle söyledim |
|
yek yeaa düşüncelerin basit olması yüzünden güçsüz olması ne demek lan?? sittir et abisi. |
|
"çünkü öyledir. adamın sorumluluğundan bahsedemezsin başka türlü olamaycağı için insanlar öyle olmuştur. yargıladığın insanların yaşadıklarını aynı şekilde yaşasan üç aşağı beş yukarı senden de aynı sonuç çıkar yazdığın yazıda insana oynayıp tüm sorumluluğu ona atıp işi edebileştiremezsin" anlıyorum ne demek istediğini ama dediğin üzerinden yargılayanı da yargılamamak gerekmiyor mu? o adam da yaşadıkları yüzünden yargılamıyor mu? onun yargılayış biçimi öbürünün bilmemne biçiminden neden daha az "masum"? sen de tüm sorumluluğu yargılayan adama atıp işi bitirmiş olmuyor musun burada? |
|
bugünkü şiirimi de alperin süper sikriptine adıyorum |
cevap ver
kazımkanat
22/07/08
|
beğenmiyorum benden uzak olsun demekle böyle böyle yapmalısnıza getirmek farklı seyler ama dediğin doğru asıl tavır dediğin gibi olmalı alper ben de şiir yazmak istiyorum |
boşlukları doldurun
bunlara da göz atabilirsiniz:
|
otarafa: Troubadour | butarafa: Urbs and cutex |
iletişim - şikayet - kullanıcı sözleşmesi - gizlilik şartları |