otarafa: Nokia 8700 butarafa: brutal new york
eakins

cevap ver  kazımkanat   28/05/08

kahramanım eakins


henry miller'ın pleksus kitabından eakins'a adanmış küçük bir pasaj


bir zamanlar adamın biriyle aynı odada kalıyordum.
adam zır deliydi.
tımarhaneden birisi tarafından aranıncaya kadar da bilmiyordum. 
Yeminle söyleyebilirim ki dünyanın en normal adamıydı.
Normal konuşurdu ve hareketleri normaldi.
gerçekte deliliği de buydu... 
son derece normal biri olduğu için deiyi.
Reid caddesinde söför olarak çalışıyordu. 
işi bittikten sonra dinlenmek için odaya gelirdi.
her gelişinde bir kesekağıdı dolusu fıstık geirir 
ve soyunduktan sonra kahve yapardı. 
fazla konuşmazdı.
ekseri pencerenin önünde oturur tırnaklarnı temizlerdi.
bazen de duşun altından çıkmazdı.
Eğer neşesi yerindeyse piket oynamamızı teklif ederdi.
Daima az parasına oynardık 
ve hile yaptığımı bilse bile kazanmama göz yumardı.
Geçmişi hakkında hiçbirşey sormazdım 
o da kendiliğinden anlatmazdı.
her gün yeni bir gündü.
Eğer hava soğuksahavanın ne kadar soğuk olduğundan,
eğer hava sıcaksa havanın ne kadar sıcak olduğundan bahsederdi.
Hiçbir seyden şikayet etmezdi 
hatta yövmiyesinin azaltılmasından bile.
Bundan kuşkulanmam gerekirdi ama aklıma bile gelmedi.
öylesine nazik düşünceli sıkıntı vermeyen ve hassastı ki 
ancak onun aptal olabileceğini düşünebiliyordum.
Bana karşı davranışlarına baktığımda hiç de şikayetçi olamayacağımı 
anlıyordum.
Bir kere bile kıçımı kaldırıp birşey yapmam gerektiğini söylemedi.
öğrenmek istediği tek sey rahat olup olmadığımdı.
Bana ihtiyacı olduğunu yalnız yaşayamayacağını anlıyordum...
fakat bu da kuşkulanmam için yeterli değildi.
Yalnız yaşamaktan nefret eden birçok insan vardı.
Her neyse neden bunları size anlatıyorum bilmiyorum, daha önce de 
söylediğim gibi 
kağı vuruldu ve açtığımda tımarhaneden bir adam kapının önünde 
duruyordu.
onun da fena bir adam olmadığını söylemeliyim.
Sakin bir tavırla odaya girdi ve arkadaşımla konuşmaya başladı. 
Sakin yumuşak bir sesle sordu .
"benimle geri dönmeye hazır mısın"
Eakins adamın ismiydi ve cevap verdi
"evet tabi hazırım" 
O da son derece yumuşak ve sakindi 
birkaç dakika sonra Eakins özür dileyerek öteberisini banyoya geçti.
Görevli onu gözünden kaçırmak istemediğini açıkça belli ediyordu.
benimle konuşmaya başladı.
benimle ilk olarak konuşuyordu.
Birkaç dakika benim de deli olduğumu kabul ettiğini anlamam için yetti.
bana garip sorular sormaya başladığı zaman ayılmıştım 
"burasını seviyor musun"
"seni iyi besliyor mu"
"rahat olduğundan emin misin"
ve böyle sürüp gitti.
oyle şaşırmıştım ki istemesem de adamın sorduklarına cevap veriyordum
Eakins onbeş dakikadan beri banyodaydı.
Sıkılmaya başlamıştım. 
görevli benim de deli olduğumu beni de beraber görütmeye kalkarsa akıllı 
olduğumu nasıl ispatlayabileceğimi
düşünmeye başlamıştım.
Birden banyonun kapısı usulca açıldı.
başımı kaldırıp baktım.
Eakins çırılçıplaktı
saçları kökünden kazınmıştı ve boynunda bir lavaj torbası asılıydı.
Yüzünde şimdiye kadar görmediğim garip bir anlam vardı ve dudakları garip 
bir sırıtışla gerilmişti 
ymuşak bir sesle
"hazırım efendim dedi" 




Kategori: pis işler.


boşlukları doldurun


bunlara da göz atabilirsiniz:

otarafa: Nokia 8700 butarafa: brutal new york

iletişim - şikayet - kullanıcı sözleşmesi - gizlilik şartları