otarafa: Metres /Une Vieille Maîtresse / An Old Mistress butarafa: Sapık Mahkeme 
İkiz Beden

cevap ver  alper   06/12/07

 bricedellsperger bodydouble ikizbeden sinema

2 Kasım 2007, Cuma - 15 Aralık 2007, Cumartesi
Akbank Sanat , İstiklal Cad. Zambak Sok. No.1, Beyoğlu
0212-252 3500
 

Genç Fransız sanatçısı Brice Dellsperger, çağdaş sanatta film öğelerini 
kullanan ve bunlardan remake’ler yapan bazı sanatçılar gibi  “Body 
Double”  adlı numaralandırmış olduğu filmlerinde sanat dilinin kendi içindeki 
yapıbozumunu oluşturuyor. Her bir sinema planı bize batı dünyasının kült 
filmleri arasına girmiş, thriller (gerilim) veya B serisi hatta kara filmlerin, 
popüler olarak adlandırılabilecek filmlerin yeniden oluşturulmuş halini 
sunuyor. Bedenler ve filmler ikizleşiyor. Aynı aktöre bir rolü aynı anda 
karşıtlığıyla birlikte oynatıyor. Antonioni’nin Blow Up’ının bir başka remake’i 
olan ve Brian de Palma’nın Blow Out adlı filminin son sahnesindeyiz ve  
burada sahnede Brice Dellsperger, John Travolta’nın vaya Nancy Alen’in 
yerini başka karakterlere bırakıyor, karakterler çoğalıyor ve cinsiyet 
değiştiriyorlar; her bir karakter başka bir karaketerin ikizi olurken aynı 
zamanda ikizlik veya kardeşlik kavramının da ötesine doğru taşıyorlar bu 
kavramı.  Brice Dellsperger’in arkadaşı ve sanatçı Jean-Luc Verna  bu rolleri, 
çoğalarak ve kendisini çoğaltarak, yaşatıyor. Yine Dressed to Kill filminin bir 
sahnesindeki, Angie Dickinson yerine Jean-Luc Verna’nın ikiziyle oynadığı 
takip bizi hayal dünyasının içinden çıkarıp sanki gerçek dünyanın şiddetine 
doğru sürürklüyormuş gibi durmasına rağmen, hiç de öyle değil, tam bir 
simularkum içinden geçiyoruz.  Travestileşmenin de simülakrlarını 
ekranlarımıza taşıyor ve grotesk imajları büyüsel bir şekilde kullanarak 
yeniden üretiyor. Dramatik etksisinden çıkarıyor ve filmlerin balonunu 
patlatıyor. Kardeş ilişkiler yerine saptırılmış, kimliksizleştirilmiş, ve hata 
bazen kızkardeşleştirilmiş ikizlikleri ön plana çıkarıyor Brice Dellsperger. Bu 
anlamda kimlik politikalarının dışında kimliğin çözülmeye başlandığı, 
düğümünü kaybetiği, açılan ve çoğalan kimliksizleşmelerle çalışıyor imajları. 
Gerçek imaj (film palanın kendisi) imajın gerçeği (yani yeniden oluşturularak 
gerçekleştirilen gerçek yapılan imaj) ve olay (filmdeki entrika) arasındaki 
ilişkileri birbiri içine sokarak, Dellsperger, bunlar arasındaki hiyerarşiyi 
kaybeden 21. yüzyılın sorunsalını, başka sanatsal örneklerde gördüğümüz 
gibi, sorguluyor .

Michel Tournier ‘nin Meteorlar kitabında olağanüstü bir şekilde anlatılmış 
olan ikizler temasının beraberliğini ters yüz ederek, filmlerdeki aynı 
hareketleri tamamen başka bir ikiz ama farklı hareketler dizisinde 
çözümlüyor, düğümleri çözüyor ve düğümleri başka türlü yeniden kuruyor. 
Bu suspens halinde ilerleyen planların içindeki karakterler ikizlerin 
görüntüsünü veriyor; ama aynı zamanda ikizlerin de birbirleriyle olan hayali 
birlikteliklerini sınırsızlandırarak, ikizliğin içindeki düşmanlığın halllerini de 
sunmadan geçmiyor. Tournier ikizlerin zaten herkes için doğal olarak geçerli 
olduğunu vurguluyordu; çünkü ona göre, tek çocuklar ana karnındayken 
işledikleri cinayet sayesinde ruhlarını tek bir bedene sığdırmaktadırlar. 
Aslında herkes ikizdir; ama tek çocuklar doğuştan cinayet işleyenlerdir. 
Tournier olağanüstü romancılığında anlatısını yıllar önce vermişti. Romanda, 
Jean ve Paul özürlü çocuklar için olan bir okuldaki eğitimlerinin hikayesinden 
çöp kralı amca Alexandre’ın bohem yaşamına kadar, sosyolojik dille 
söylersek, ötekilerin hikayesini oluşturmaktadır. Acayipliklerle dolu bir 
dünyanın içinde ikizler doğuştan ayrılan bedenlerini bir kenara 
bırakarak “benliklerinin en gizli yanına yeniden kavuşup, içlerindeki en 
derin, en değişmez şeye- ortak özlerine- yendiden dönüp ayırt edilmez 
oluyorlar. İkizine sarılmış  aynı beden; göz kapakları aynı biçimde inik aynı 
yüz; yüz kendini hem önden hem de sağ profilden gösteriyor.’’ ‘’Tıpatıp 
benzerlikleri’’nin bunların içinden çıktıkları “döl yatağının imgesi’’ olduğunu 
yazıyor Michel Tournier . İlk masumiyet anında gibi tıpatıp benziyorlar.
 
Brice Dellesperger ise, tam da bu ikizliği başka bir yere doğru taşıyor; 
ikizlikleri benzerler yaratmak için değil, aynılar dünyasının sentezi için de 
değil; tam tersine farklılıkları vurgulamak adına ikizliğin üzerinde duruyor. 
Her bir imge, tam da beznerlikler oyunun içinde gezinirken,  daha evvelki 
bir film sahnesinin planlarının ilkliğinden ayırıyor kendisini. Her bir dizi 
dizisellikte bir başka farkın üzerinden kendisini geliştiriyor.  Kimi zaman 
suspens  tadında kimi zaman ise humour dolu bir şekilde büyük 
sinemacıların filmlerinden küçük skeçlerle film planları meydana getiriyor. Bir 
çeşit eğlenceli bir dünyaya dönüştürüyor thriller filmlerin korkunç halini ve 
groteskleştirme eylemine sokarak, adım adım Rablais’nin dünyasının içine 
doğru çekiyor filmlerini. Karnavalesk bir dünya olmasa bile, karnaval 
sahnelerini seviyor, Brice Dellsperger.

Sinemanın gerçek üzerine kurulu olmayan ama gerçeği bir yanılsama gibi 
gösteren filmlerin planlarını yeni baştan yaratıyor. Bu yanılsamayı bir hiper 
yanılsama sayesinde açığa çıkartıyor. Kurguyu yeniden kurarken korku 
filmlerinin gerilimini bize yeniden veriyor. Bir ikizlikle orjinali simulakra 
çeviriyor.  Her simulakr gibi, burada da, modeller modelliğini kaybediyor ve 
orijinal olmayan hatta taklit de olmayan, ama benzerlikten meyadan çıkan 
bir farklar silsilesinin içinden geçerek, benzersizliğin üzerinde duruyor. 
Makyajlar benzetilmek üzere yapılmalarına rağmen, groteskleşen imaj 
kendisine yeni alanlar açarak, modelden öteye doğru kayıyor. İmajlar 
kendilerini bir benzerlikten geçen, ama bir o kadar da benzersizlikler 
üzerine yaslanan bir dilde kendilerini açığa çıkartıyorlar. Bu imajlar bir şeyi 
saklamak üzere yapılan imajlar olmaktan çok, ardındaki işaretleri değil, 
yüzeydeki işaretlerin heyecanını yaşatıyor izleyicilere. Art arda dizili 
imajların estetik rejiminin bize gösterdiği tam da söylenilen ve görünen 
arasındaki heterojenliği aşarak hayali bir şekilde ses, imaj ve görüntüyü 
aynı düzleme çağıran simulakrların içinde, sanatçı kendi çizgisinin, sanatsal 
yolunun şifresini bize doğru çevirerek, sunuyor.

Videoloji dili yaratarak gerçekten ikiz bir gerçek, bedenden ikiz bir beden, 
eksikten bir namevcudiyet oluşturuyor. Bakan gözün bu yanılsamayı 
görmesini ve sinemanın yanılsama olduğunu yeniden anlamasını sesin 
diliyle tartışıyor. Sinemanın  ışık ve hareketi sayesinde ötekinin arzusunu, 
ötekinin belleğinin izi olarak bize yeniden gösteriyor. İçiçe geçmiş Rus 
bebekleri gibi, filmler birbirinin içinden geçerek ikizleri ikizleştiriyor.

Brice Dellsperger plastik sanatların güncel sanatın içinde sinemaya olan 
borçlarını ödeyen genç neslin en güzel örneklerinden birisini ortaya 
koyuyor. Dellsperger, Jacques Rancieres’in  Godard için yazdığı gibi, imajın 
kendi özerkliğinin olduğu ve de dilin işaretleri gibi işleyen  görsel 
mevcudiyetin öğelerini sunan  bir  türün imajlarıyla meşgul oluyor; yani bir 
görsel mevcudiyet yaratmaya yol almış olan, sinema tarihinin ticari diye 
adlandırırılanbilinen konvansiyonel imajların üzerinden yola çıkarak sanatını 
kuruyor .  Güncel mitolojiler yaratan nostalji dolu olarak bakılan imajları bir 
kere daha bize sunarak, bizi belleğimizin içine doğru tekrar yolluyor ve bu 
filmlerin orijinalerini bir kere daha düşünmemizi ve izlememizi, bir tür 
sinemasevgilisi olmamızı  veren koşulları hazırlıyor.

Notlar

1.   20. Yüzyılın başında  Marcel Duchamp veya  Fernand Leger’nin 
sinemayla ilişkileri en çok bilinenler arasındadır. Yüzyılın ikinci yarısında 
Warhol bu ilişkiyi hem sinema yıldızları üzerine yaptığı serigrafilerde hem de 
filmlerde pekiştirmişti. Fransız sanatçılar arasından Pierre Huyghe da, 20. 
Yüzyılın sonunda Fransızcada reprise veya remake denilen, yeniden ele 
aldığı filmlerle yeni yaratı yolları açmaktaydı. Brice Dellsperger ise, orijinal 
sesi saklayarak bu sese yeniden yaptığı imajları ekleyerek bir heterojenlik 
birlikteliği yaratıyor. Onlardan saldırı, şiddet, ölüm, intihar, gerilimli takip gibi 
sahneleri seçmesiyle ayrılıyor, profesyonel artist olmayan travestileri 
oynatıyor.

2.  Body Double ismi de John Vogel’in hikayesinen Brian de Palma’nın 
çekimine kadar 1984 yılında, B dizisi olarak  yapılmış olan filme gönderme 
yapmaktadır

3.   Jean-Luc Verna; Menebhi Abderrahman, Dominique, Orlando, Denis 
Darkangellove diğerleri, her birisi profesyonel olmayan kimseler, birden çok 
role soyunarak planların  ‘’remake’’ini bize izlenilir kılıyor.

4. Philippe Perreno da aynı şekilde, gerçek, imajı  ve onun yorumu 
arasındaki hiyerarşinin kaybolması üzerine çalıştığını Nicolas Bouriaud’ya 
söylemekteydi, 1995 yılında Art Press dergisinde yapılan bir söyleşide.

5. Michel Tournier, Les meteors, Gallimard, 1975; Meteorlar, çev: Yaşar 
Avunç, Ayrıntı yayınları, 2001.

6. Jacques Ranciere Le destin des images, La fabrique editions, 2003.


cevap ver  cokanat   06/12/07


boşlukları doldurun


bunlara da göz atabilirsiniz:

otarafa: Metres /Une Vieille Maîtresse / An Old Mistress butarafa: Sapık Mahkeme 

iletişim - şikayet - kullanıcı sözleşmesi - gizlilik şartları