otarafa: Shen Wei Dance Arts butarafa: boşanmada anlaşma
NeÅŸe Yaşın

cevap ver  kazımkanat   19/10/07

Okuyun neÅŸe Yaşına destek verin

"Ãœzgün Kızların Gizli Tarihi"

http://www.iletisim.com.tr/iletisim/book.aspx?bid=901

“SOSYAL LÄ°NÇ KARÅžISINDA” 

YaÅŸamadan bilinemeyecek ÅŸeyler vardır. Anladım sanırsınız ama yine de 
birÅŸey eksiktir. Bir konuda kiÅŸisel bir deneyiminiz varsa, aynı deneyimi 
yaÅŸayan bir baÅŸkasını Ã§ok daha iyi anlarsınız kuÅŸkusuz. Ã–rneÄŸin fiziksel 
ÅŸiddet görenler kendileri ile aynı durumda olanların davranışlarını 
anlayabilirler. Buna anlamak da denmez aslında; Ã§Ã¼nkü onlar belki 
kendilerini bile anlamamaktadılar. YaÅŸanan sadece bir tanıdıklıktır... 
Korkunun, kaygının, terörize olmuÅŸluÄŸun getirdiÄŸi pek de rasyonel 
olamayan davranış biçimlerini tanıyabilirler kendi deneyimlerinden kalkarak. 

Bazı durumları edebiyat anlatabilir ancak. Edebiyatın varlık nedeni, büyüsü 
de budur. Dilin sınırları geniÅŸledikçe, hayatı, insanlık durumunu kavramanın 
olanakları da Ã§oÄŸalır. 

Edebiyat okumayan, ÅŸiirle baÄŸ kuramayan insanları hemen tanırım. Kısa bir 
sohbette bile ele verirler kendilerini. 

Åžu an, bu yazıyı içimde Ã§ok derin bir kırgınlıkla yazıyorum. Son günlerde 
yaÅŸadıklarımı aktarmak istemiyorum Ã§Ã¼nkü bunlar Ã§ok yeni deÄŸil; uzun 
yıllardır tekrar eden ÅŸeyler; Kıbrıs’taki milliyetçi, faÅŸist Ã§evrelerden saldırılar, 
cinsel içerikli tacizler... Bunların tümüyle baÅŸa Ã§Ä±kacak kadar güçlü olduÄŸumu 
biliyorum. Ama insan yine de hayatta biraz huzur istiyor. Enerjisi böylesi 
saçmalıklarla tükenmesin; Ã¶nündeki güzel iÅŸlerle, projelerle uÄŸraÅŸsın istiyor. 

Kendi kusurumu, Ã§ok kırılgan olduÄŸumu biliyorum ama bu konuda 
yapabileceÄŸim fazla birÅŸey yok. 

Ä°lk kez böylesi faÅŸizan saldırılarla, cinsel tacizle karşılaÅŸmıyorum ama bu 
defa iÅŸ Ã§Ä±ÄŸÄ±rından Ã§Ä±kmış durumda. Günlerdir adını anmak istemediÄŸim o 
düzeysiz ve Ä±rkçı bir gazetenin manÅŸetindeyim. Beni gören herkes 
yazılardan söz ediyor. Gazeteler, Ã¶ÄŸrencilerimin ellerinde... Ä°stanbul’da 
yaÅŸayan babam Ã–zker Yaşın bile uydu yayını yapan bir televizyonda Kıbrıs 
gazeteleri okunurken izlemiÅŸ. Direkt siyasal içerikli bir saldırı hiç umurumda 
deÄŸil ama iÅŸin içinde ÅŸu baÅŸa bela “kadın olmak” meselesi var. Ä°nsan, 
böylesi bir ilkelliÄŸe hayretle bakıyor ama bu Ã§aÄŸdışı adamlar bir yazarda 
sadece bir kadın, bir cinsel obje görüyorlar ve kendilerine eÄŸlence 
bulduklarını sanıyorlar. 

Bütün bu kirlilikler içinde kendi bütünlüğümü, masumiyetimi koruyabilmek 
için Ã§ok uÄŸraÅŸtım; uÄŸraşıyorum. Ã‡ok zor zamanlardan geçtim; Ã§ok 
düşkırıklıkları yaÅŸadım. Böylesi süreçlerde en büyük sığınağım yazı oldu. 
Yazarken, kendime doÄŸru, kendi içime doÄŸru baktım sürekli, Ã§Ã¼nkü ÅŸairlerin 
alanı bu diye düşünüyorum. Ä°nsana dair herÅŸey, hırs, nefret, kıskançlık, aÅŸk, 
özveri, merhamet, onay ve beÄŸenilme isteÄŸi o kadar Ã¶nemli ki... Ä°nsana dair 
bu tür ÅŸeylerle uÄŸraÅŸmadan Ã¼lkelerin ve dünyanın büyük meseleleri denen 
ÅŸeyleri Ã§Ã¶zümlemek zor. Hayatın bu en temel meseleleriyle en Ã§ok 
edebiyatçılar, ÅŸairler uÄŸraÅŸabilir diye düşünüyorum. En Ã¶nce kendi içlerine, 
kendilerine doÄŸru bakarak... 

1960’larda küçük bir kız, 1970’lerde genç kız olanlarınız varsa benim 
deneyimimi anlayacaklardır. KuÅŸkusuz Ã§oklu kimliklerimiz,ülkesel, sınıfsal, 
etnik, dinsel ve Ã§ok daha spesifik durumlar var ama bir de erkeklerin 
egemeni olduÄŸu bir dünya söz konusu. Kadınlar olarak kiÅŸisel 
deneyimlerimiz benziyordur mutlaka ama erkeklerin de kendi deneyimleri; 
kendi Ã§Ä±kmazları var. 

Yazarken insan kendi içine bakıyor Ã¶nce, sonra baÅŸkalarına... BaÅŸkalarına 
bakmak kuÅŸkusuz Ã§ok Ã¶nemli. Bu ikisini ayırmak saçma; baÅŸkaları olmadan 
bir dünya yok; baÅŸkaları olmadan insanın kendi de yok Ã§Ã¼nkü. BaÅŸkaları 
benim içimdedir ve ben de onların içindeyimdir. Edebiyattaki “ben” anlatıcısı 
aslında Ã¶ncelikle baÅŸkalarını anlatır. 

Dünyada “aslolan erkeklerdir ve kadınlar da onlar için vardır” diye bir 
anlayış, var oldukça; kadınlara bu erkle, misogenizmle yaklaşıldıkça ve 
sözel, fiziksel, cinsel ÅŸiddet insan iliÅŸkileri için en Ã¶nemli araçlardan biri 
sayıldıkça, her iki cins için de durum Ã§ok zor. 

Küçük bir kızken, erkeklerden Ã¼rkersin Ã§Ã¼nkü seni incitebileceklerini 
hissedersin; belki güzel olma isteÄŸi, daha güleryüzlü olma itkisi bile bundan 
gelir. HoÅŸlansınlar da zarar vermesinler diye... Bir bebek bile bunun için 
gülümser gibi gelir bana. “Sen ey güçlü insan beni sev, beni incitme” 
mesajını vermektedir sanki. 

Sonra, kendine içlerinden koruyucular seçersin. Baba, erkek kardeÅŸ, sevgili, 
sonra koca... Onlarla birlikteliÄŸin, Ã¶teki erkeklerden korur seni... 

1980’lerde kadınların pek bulunmadığı ve yolcuların erkeklerden, Ã¶zellikle 
de askerlerden oluÅŸtuÄŸu TaÅŸucu-Girne arası bir feribotta yolculuklar 
yapmak zorunda kalmıştım. Sanırım sezgiyle keÅŸf ettiÄŸim birÅŸeydi bu. YaÅŸlı 
bir Ã§ift varsa onlarla arkadaÅŸlık yapabilir ve kendini korumaya alırsın. EÄŸer 
öyle bir durum yoksa ve sırf erkekler arasındaysan içlerinden güven veren 
birini seçip onunla arkadaÅŸlık yaparsın ve o seni diÄŸerlerinden korur. 
Sadece koruyucu olarak seçildiÄŸi mesajını verdiÄŸin sürece tabii. 

Erkeklerin, hatta yakından tanıdığım bazı erkeklerin kendi aralarında 
yaptıkları konuÅŸmaların metinlerine ulaÅŸmak beni Ã¼rkütmüştür. OÄŸlumun 
ergenlik Ã§ağında söylediÄŸi birÅŸeyi anımsıyorum: “Anne, seni bazı 
arkadaÅŸlarımla tanıştırmak istemiyorum. Ã‡ok korkunçlar... Bir 
öğretmenimize yaptıklarından Ã§ok utandım ve onlar adına gidip Ã¶zür 
diledim” 

Bu Ã§ocuklar, o yaÅŸta cinselliklerini keÅŸfetmektedirler kuÅŸkusuz. Aynı 
yaÅŸlardayken, kendi sınıf arkadaÅŸlarımızı, birden nasıl ayrışıp, bizleri 
dışladıklarını, kendi aralarındaki kodlarla yeni bir dil geliÅŸtirdiklerini 
anımsıyorum. 

O yıllarda, bugünküne göre Ã§ok daha yasak ve tabu olan cinsellikle ilgili 
konular cinslerin iyice ayrışmasına neden olmuÅŸtu. Kızlar olarak bizler de 
yeni deneyimler yaÅŸamaya baÅŸlamıştık. Yakınımızdakilerden olmasa bile 
dışarıdaki erkeklerden gelen sözel ve fiziksel tacizler... Birgün bir 
arkadaşımın, bir Ã¶ÄŸretmenin yaptığı tacizi benimle paylaÅŸmasını ve bunun o 
günkü masum dünyamda nasıl derin bir yara açtığını anımsıyorum. 

Çocuklara cinselliÄŸin doÄŸal birÅŸey olduÄŸu, kirli birÅŸey olmadığı, erkeklerin 
kadınların bedeni Ã¼zerinde bir erk ve tahakküm alanı deÄŸil, ama iki insan 
arasında bir iletiÅŸim biçimi, ikisi de istiyorsa paylaÅŸabilecekleri güzel bir 
deneyim olduÄŸu anlatılsaydı böyle olur muydu acaba? 

Åžu an Kıbrıs’ın Kuzeyinde bana yaÅŸatılan bu sosyal, politik, edebi linç 
karşısında ne yapabilirim? Åžu an görebiliyorum: bir gazete bürosunda 
oturmuÅŸ birtakım erkekler ağızlarının suyu akarak ”Ãœzgün Kızların Gizli 
Tarihi” adlı romanımdan parçalar bulup bunları bana karşı nasıl “cinsel 
taciz” unsurlarına dönüştüreceklerini planlıyorlar. KuÅŸkusuz bu durumda 
insanın tek yapabileceÄŸi dostlarına sarılmak. Böylesi zamanlarda 
baÅŸkaları “sakin ol” der genelde ama bunca adaletsizlik, bunca 
merhametsizlik ve yanlış karşısında insanın içi o kadar Ã§ok acıyor ki. 
Dünyaya açtığım bayraklara, kötülüğün karşısındaki meydan okumalarıma 
raÄŸmen böylesi bir faÅŸizan erkek saldırganlığı karşısında ben hala o kırılgan 
küçük kızım; bunu biliyorum. 

NeÅŸe Yaşın


http://www.gazetem.net/fkentelyazi.asp?yaziid=340


Keywords:ferhat kentel
Kategori: diger


boşlukları doldurun


bunlara da göz atabilirsiniz:

otarafa: Shen Wei Dance Arts butarafa: boşanmada anlaşma

iletişim - şikayet - kullanıcı sözleşmesi - gizlilik şartları