|
otarafa: Rüstem batum | butarafa: darbe girişimi suçu |
yves kleinın kadınları
cevap ver
kazımkanat
04/04/07
|
canlı performans |
|
geçen ay genco gülan, " galataperform" da performans günlerinde, boya ile abdest alıp tuvalin üzerinde namaz kıldı.. böylece boya ile abdest nasıl alınır onu görmüş olduk - bir de namazı kıldıktan sonra çıkan iz.. bi hayli acayipti. |
cevap ver
kazımkanat
06/04/07
|
sen ne düşünüyosun genco gülanın yaptığı hakkında ya da hayatımızdaki her şeyin kişinin nüktedan olma zorunluluğu aslında sonunda hiç de komik olmaması hakkında namaz kılan süperman beyazıt öztürk koca kafalar avrupa yakasındaki o iki adam, genco gülan ayın çalışanı tayyip felan ne kadar komik bir ülkede yaşıyoruz dün akşam öğrendim c sığınma hakkını almış |
|
ben olaya önce ufak bi yerden bakıcam, o an orda bulunan insanlar, istanbul, kule-dibi, galata-perform'dan sandığımız dünyadan bakıcam önce.. aslında sonunda gerçekten komik ve yaşamsal olan çok az şey var zaten etrafımızda /bence. bu yüzden o ufacık yerden bakmaya devam edip şöyle diycem : " keyifliydi, genco gülan'ın hadisesi. " boyanın boya olduğunu unuttu genco gülan suyla yüzünü yıkar gibiydi. bu da boyanın varlığını yabancılaştırmaktı bence. şener özmen'in supermuslim'ına da bence bi gönderme vardı..komikti onu öyle izlemek. tabu olan birşeyle dalga geçiyorsun bi-yerde. danimarkalı karikatüristin başına gelenleri düşünecek olursak, ironik bir çıkış bence türkiye gibi bir ülkede.. bi yerden de şunu diycem " this has been done before " bu da b. baykam lafıdır ama.. önceden yapılmış bir takım işlerim ısıtılıp yapılması yada ilk kez yapılıyormuşçasına insanlara izletmek çok da iç açıcı olmayabilir.. bu çok yerel bir bakış açısı, samimi - onaylayıcı ve benimseyen. gülan'ın siemens sanattaki karma sergilerden birinde izlediğim bir videosunu çok beğenmiştim.. şunu da sormak lazım : kim ne yapıyor buralara dair ? buralarda ? perform hakkında ahkam kesmek vs. bunu herhangi biri yapabilir. ama türkiye'de kaç kişi performansını sergileyecek alan bulabiliyor ? kim ne üretiyor ? buna bağlı olarak da ; genco'nun işini gerçekten eleştirebilecek bir ölçünün bir geleneğin burda olmadığını düşünüyorum. oryantalist bakış açısı hepimizin kafasında öyle bir edinmiş ki, ne buraları benimsiyoruz ne de birşeye inanıyoruz buralara dair. batı bize nasıl bakıyorsa / biz de kendimize öyle bakıyoruz.. genco'nun ,işini de öyle okumamak lazım... ben inatla bile bile o dar çerçeveden bakıp gülümsemek istiyorum.. çünkü daha geniş bir perspektiften bakacağım zaman belki de senin gibi bir enrty giricektim. alaycı / eleştirel / ve ümitsiz.. yapmıyor değilim çoğu zaman.. -- bir kaç bişi daha ekliycem : bir de o performansı şöyle değerlendirmek lazım , o an orda bulunan izleyicilerle o işin arasındaki iletişim nasıldı ? izleyenler nasıl bir deneyim yaşadı ? bu da bir ölçüttür o iş için. - ordaki insanlar şaşırdı. tapınma var alay var korkusuzluk var / boyanın kendisinden ve tabunun kendisinden.. her hangi farklı birşeylerde düşündürebilir bu sana.. farklı okumalara açık bir iş.. süprizdi. birden tuvaller çıktı boya ile ne yapıyor dendi başta ellerine sürdü.. derken gerçekten ritüel bir biçimde nasıl namaz alınırsa aynen o şekilde sırasıyla boya ile namaz aldı be hakkaten namaz kıldı.. gülümsedik orda hepimiz... güldük.. o an bi çok bağlantı kurabilirsin kafanda, |
cevap ver
kazımkanat
15/04/07
|
bu söylediklerine gerçekten inanıyor musun? samimiyetle soruyorum "boyanın boya olduğunu unuttu genco gülan suyla yüzünü yıkar gibiydi. bu da boyanın varlığını yabancılaştırmaktı" gibi seylere |
|
bi arkadaşım istanbulda çıplak bi şekilde başından aşağı kırmızı boya dökerek sokaklara fırlayıp peygamber olduğunu ilan etmişti, sanırım bu da 98 falandı. tabi bakırköye yerleştirmişlerdi. daha sonra şu istanbulun ünlü reggae barını işletmeye başladı istiklalde olan. adını hatırlamıyorum, halen orda olması lazm :) neyse ona danışın ne dicek bakalm, belki boyanın biraz farklı bir olayı vardır. |
cevap ver
kazımkanat
16/04/07
|
riddim miydi |
|
evet orası :) |
|
selam kazım, zaten yazının içinde " ben inatla bile bile o dar çerçeveden bakıp gülümsemek istiyorum.. " diyerek niyetimi belli ettim.. yazının akışı da o çerçeveden gidiyor zaten. kaldı ki benim bu söylediklerime gerçekten inanıp inanmam neyi değiştirir ? ben ordaydım - bi izleyici olarak deneyimlediğimi ,alaşağı edilen post-sanatı kuramını inatla elimden geldiğince naif okudum. o an canım onu istedi çünkü. aynı iş yarın başka bir şekilde okunabilir.. o an, gülan'ın boyayla kurduğu ilişkiyi suyla benzetmem orda g.gülan'ın bana aktırdığı idi. yves klein örneğine dönersek, elbette bu iş klein'in kadınlarının ikincil röprodüksiyondur.. bu çerçeveden baktığında işi bir şov ve taklit olarak okumak mümkün. ki klein yaptığı da oydu. bana göre, yüzeysel bir bakış açısı ile bakarsam bayağı geliyor iş. izlemenin vakit kaybı olduğunu düşündürmedi çünkü bana. bir kaç işini önceden bildiğimden tanıdık bir grameri olduğunu da söyleyebilirim. orda olup, performu sonuna kadar izlemenin bana bir çok şey düşündürdüğünü söyleyebilirim.. dolayısıyla burda artık gülan'ın işi önemsiz bir hale bile geliyor olabilir, çünkü onun yaptığı benim için aklımı kurcalayan birçok fikre çıkış noktası olabilir.. sonunda unuttuğum bir iş haline gelebilir ben kötü örnek görmenin da çok şey kattığını düşünürp bulunduğum ortamdan olabildiğince yararlanma taraftarıyım aksi takdir de umutsuz ve boş bir karamsar kılığına bürünürüm. bu da bana çok yavan geliyor. |
boşlukları doldurun
bunlara da göz atabilirsiniz:
|
otarafa: Rüstem batum | butarafa: darbe girişimi suçu |
iletişim - şikayet - kullanıcı sözleşmesi - gizlilik şartları |