|
otarafa: EXCLUSIVE MUSIC FOR THE BODY AND SOUL | butarafa: new year's eve@dogzstar |
aytomik
|
ay annecim bunların vebali boynuma, yarın sinoba gidiyorum.. nükleer santral 10 ocakta açılıyomuş, valla oyun varmış içinde.. bende alan testipi - tiptesi filan yaptırılacağım işgüzarlık kadrosundan.. ve afişiymiş broşürüymüş mekan tertipiymiş..filan derken 3 kuruşluk ahlakımızın 2 kuruşluk nafakasını çıkaracağım.. - polygala polygala yemekhaneye lütfen - |
|
'........KURULMASI planlanan nükleer santrallerin (2011?e kadar üç santral hedefleniyor) ilkinin Sinop?a yapılacağı kesin gibi. Nükleer enerji dendiği anda sırasıyla gözünün önünden "Çay içen Cahit Aral, okulda fındık dağıtılması, Çernobil kurbanları, ?Bişiycik olmaz? diyen Cahit Aral..." gibi görüntüler geçenlerdenim. Nükleer santrallere taraf olduğumu söyleyemem, fakat projeyi görmeden kendimi Boğaz Köprüsü?nden sarkıtmak veya bir varil ve bir miktar zincir bulmak suretiyle kendimi paket yapmak gibi bir niyetim de yok. * * * 2005 itibarıyla dünyada 443 lisanslı santral bulunuyor. 31 ülkeye dağılmış bu santraller dünyada ihtiyaç duyulan elektrik üretiminin yüzde 17?sini karşılıyor. Fransa (Enerjisinin yüzde 78?ini nükleer santrallerle karşılıyor), ABD (103 santral ABD?nin elektrik enerjisinin yüzde 20?sini karşılıyor) ve Büyük Britanya (12 santralle toplam elektrik ihtiyacının yüzde 30?unu karşılıyor), bu işe en sıkı sahip çıkanlar. Bunun yanı sıra Avusturya?nın 1978 yılında nükleer enerjiyle yollarını ayırdığını, İtalya?nın bu işi 1987?de yaptığını, enerji ihtiyacının yüzde 40?ını dört santralden karşılayan İsviçre?nin santralleri kapatmaya çalıştığını (Kaynağım birkaç yıllık, belki kapatmışlardır), İsveç?in de 12 santralı kapatmak üzere olduğunu veya kapattığını biliyoruz. * * * Nükleer santral, son olarak Rusya?nın doğalgaz konusunda yarattığı paniği de düşünürsek, enerji açısından bağımsızlık kazanma yolunda önemli bir adım olarak görülebilir. Hele petrol üreticisi Arap ülkelerinin durumuna bakıp, petrol fiyatlarının sürekli artacağını da hesaba katarsanız, enerji konusunda kendine yeterli olabilmenin öneminin daha da artacağı da görülüyor. Peki insanoğlunun zararlarını Çernobil?de net olarak gördüğü (Karadeniz?de kanser vakalarının o tarihten bugüne artışı ortada) nükleer enerjinin daha ucuz olması (Tartışılır bu da) ve dışa bağımlılığımızı azaltma yolunda önemli bir adım sayılması dışında faydası var mı? İşin bu kısmı kafatasında şiddetli kaşıntıya yol açıyor işte. İstanbul?da bulunan ve biraz araştırılırsa daha da bulunacağı belli olan kimyasal atık varilleriyle nasıl baş edeceğimizi bilemezken (İlk tepki yeniden gömmek oldu varilleri!) nükleer santralle başa çıkabilecek miyiz? İskenderun?da beklemekten sıkılıp batan Ulla gemisini ve yükünü hatırlayan var mı? Kaç vakte kadar olur bilmiyorum ama çok uzak olmayan bir gelecekte dünyadaki en değerli şeyin temiz toprak, temiz su, temiz hava olacağı düşünülürken memleketi nükleer santral parkına çevirmek akıllıca bir hareket mi? Nükleer enerji üretmek güzel de, atıkları ne yapacağız? Binlerce yıl kaybolmayacak bir zehirden bahsediyoruz burada. * * * Batılı ülkelerin büyük bölümü santralı kurmaktan çok kapatmanın pahalı olduğu konusunda görüş birliği içinde. Santralin maliyeti 10 liraysa (Atıyorum rakamları), kapatmak için 200 lira harcamak gerekiyor. Türkiye?ye yeni kuşak santrallerden mı yapılacak, başka ülkelerin kurtulmak istediği teknoloji ürünleriyle yaratılmış bir bombaya ev sahipliği mi yapacağız? .....' yaa! |
|
of bide böle bişiy varmış, ilgim dışındaki dünya hey gidi.. ekmek kapım oluverdi., Tarih: 25 Ocak 2000 Salı Karadeniz sahiline 12 yıl önce vuran zehirli variller depolandıkları Sinop - Soğuksu köyünde ölüm saçıyor. Köylülerin iddiasına göre; köknar, dut, ceviz ağaçları kuruyor, hububat büyümüyor. Hayvanlar hastalanıyor, garip yavrular yapıyor. Daha da vahimi varillerin depolandığı yer 14 köye su sağlayan kaynağın üzerinde. Çeşmelerden su değil, zehir akıyor. Ve köylerdeki ölümlerin yüzde 80'inin nedeni kanser. Deponun kaldırılması için savaş veren köylüler, 'Nükleer Santral planlanan ilimizde, zehirli varilleri depolayamayan yetkililer, nükleer atıklarla nasıl baş edecek' diye soruyor. Köylüler haklı. Ne yapsalar Ankara oralı olmuyor. Şimdi de seslerini duyurabilmek amacıyla önümüzdeki pazar günü (30 Ocak) yürüyüş ve miting düzenlemişler. Sinop Çevre Dostları ve 20 sivil toplum kuruluşunun yer aldığı Sinop Çevre Platformu, herkesi bu eyleme davet ediyor. Dip notta da katılımcıların karlar altında nefis orman manzarası ve soğuk havaya hazırlıklı olmalarını öneriyor. Umarım Çevre Bakanı Fevzi Aytekin de orada olur. Tunca Bengin |
|
ay yapiyolarmi gercekten ben karsiyim da.. :P |
|
ya yapıyolar ben de karşı karşı dururken buhallerde kaldım işte .. yarın sabah 6da yola çıkıyoruz - valla birileri yürürse üstümüze ben sizdenim derim. |
|
tabi muhakkak yurur birileri el baradei geldiginde green pisciler nukleer atık kılıgına girip kendilerini o zar zor acılan demir kapıya zincirlemislerdi beni kimse sinoba goturmedi cok guzelmis diyolar bol bol fotoraf cek sonra da bi an evvel gel bak ben gidiyorum azıcık kaldı |
|
noldu jumboya bilen var mı? döndü mü? |
|
seçim sizin: ya nükleere geçin yada başta çinliler ve hintliler olmak üzere şu üretimi kesin. ya çocuksuz bi gelecek ya da radyoaktif çocuklu yada = ya da |
|
gittik baktıkki ne görelim dünyalar güzeli; yeşili çimen, çimeni bol denizler harikası sinop, yerlisi pir, sultanı abdal.. hani yaşa desen yaşanır.. neymiş efendim, yol boyu beynimi yıkadılar evire çevire nükleer fanatik oldum sandım.. ülkemizi refahı bağımsızlığı için şartoğluşartmış, bu teknolojiyi bilmekten geçermiş büyük adam olmak, hani şikayet kültürü gibi cidden kimse bişiycik bilmeden karşı çıkıyo böyle bi mualif refleks geliştiriyo ya, ben o na da karşıyım..bi dinneyelim bakalım dedim baktım kolumuda kaptırmışım.. ahh cici reaktör canımda aman, koca püsküllü falan santral düdüğü..derken neden sinop diyiverdim, e bura denize yakın düşmana uzak filan dan sonra hem dedi sen daha bekle bak bu sinop bişiy değil biz sinopa 6 şeritli yollar getirecez, sanayi fışkıracak topraktan efendime sööliyim insanların kültür seviyesi artacak ... iyi dedik onada güzelim bağlara bahçelere baca dikecek olmaları bunca fırfırla anlatılıverdi... madem dedim atıklar nolacak? e dedi bir reaktörün ömrü 40 yıl, 40 yılda şukadar falanca atık çıkar ve termik santrala kıyasla bu miktar bu kadar daha azdır ve bize gereken 7 kat çelik kontrüksiyonunu yapacağımız 30 metre karelik bir oda tüm atıklar ebediyete orda intikal edecekler..ve kimseciklerin ruhu tınmayacak.. atık öyle kuma toprağa hayatta karışmayacak.. hmmm , iyi bari peki dedim hani şu mutasyona uğrayan solucanlar hani en çok onlar uğradılar kaçamadıkları için kıvrım kıvrım, öyle şeyler olmaz dimi dedim, olurmu yavrucuğum o çernobildi, çernobil se bir felaket.. eski tip reaktördü o ve tepesi açıktı, radyasyon direk atmosfere karıştı.. o reaktörlerden bir tane kaldı o da ermenistanda - başka yok.. bizim ve diğer avrupa ülkelerinin kullanacağı reaktörlerde güvenlik ve insan sağlığı en üst seviyede ve standartlarda olmak mecburiyetinde bikere dedi, tüm kamuoyu bize bakıyor herkez üstümüze çullanıyor tabiki orada çalışanlarında etrafında yaşayanlarında sağlığı hepimizinkinden daha korunaklı olacak dedi, hatta mesela reaktörde çalışacak tipler hergün dozometresiyle kendini ölçerek yok çiş filan vererek devamlı kontrol altında olacaklarmış, zaten ve zaten bir santralden aldığımız radyasyon 1 kere momografi - tomografi çektirerek alacağımız radyasyondan 1000 kat daha azmış, ..neyse bende bu bilgiler ışığında göğsümden fışkıran ateşle sinopa vardım, kimsecikler saldırmadı... valiye gittik hürmet öretmen evine gittik şerbet - halk desen ayrı müpem..bende kılık değiştirip bi maketçiye girdim abicim santral geliyomuş sinopa, size de istihdam olur ekmek kapısı filan soruşturması yaptım da insanlar bizi çalıştırsalar ne ala, hep yabancılar gelir oraya gerekçesiyle sıcak bakmıyor yoksa bizden kuru kuru karşı çıkanlardan çok daha bilinçliler... mesela bilmezdimki yatağan termik santrali civarındaki tüm ağaçlar kurumuş gitmiş.. kömüre batmış hertaraf.. nükleer santral etrafındaki ağaçlar capcanlı - çoğalmış gitmiş.. bir tane hatta santral etrafındaki koca çam ağacına tabela - plaket vari bişiy takıcam - bu ağacı takip ediniz misali.. yani teslim olmadıysamda sağsalim döndüm ve hatta teşvik oldum.. orada kuracağımız merkezin odalarında 'polyrock' çalınması fikrimi kabul ettirebildim hihi.. romantic me, |
boşlukları doldurun
bunlara da göz atabilirsiniz:
|
otarafa: EXCLUSIVE MUSIC FOR THE BODY AND SOUL | butarafa: new year's eve@dogzstar |
iletişim - şikayet - kullanıcı sözleşmesi - gizlilik şartları |