otarafa: Laura Cantrell butarafa: haybe dergi
Grangulez-Bantdergi

cevap ver  kazımkanat   12/10/06

röportaj

Bıyıklı olan serhan-kafasını yarısı görünen i.cem arkada duran deniz bi de 
yiğit var o bu resimde yok

GRANGULEZ 

“İNTERNETİN BİRÇOK ŞEYİ TEPETAKLAK ETMİŞ OLMASI HOŞUMUZA GİDİYOR”

RÖP: EKİN SANAÇ 

Grangulez’in müziğiyle tanıştığınız an, size o yapmak isteyip de bir türlü 
yapamadığınız şeyleri hayata geçirmek için gerekli gazı verecek an olabilir. 
Ya da kollarınızın bedeninizden ayrı uzuvlar olduğunu var sayarak sağa 
sola zıplayarak müziğe eşlik edebilirsiniz. Her ikisi de söz konusuysa, ne 
ala! Tazeliği ve özgünlüğüyle dikkati çeken müziğiyle Grangulez, Ankara’lı 
ve genç bir topluluk. Grubun Myspace’deki sayfasına girdiğinizde, zorunlu 
tür seçeneklerinden “indie/psychedelic” ibaresini kendilerine yakıştırmış 
olduklarını görüyorsunuz. Yaptıkları müziğin tanımına dair aynı soruyu 
onlara yönelttiğinizde ise müziklerini tanımlamak gibi bir ihtiyaç içinde 
olmadıklarını anlıyorsunuz. Eğer bu konuda ısrar edecek olursanız 
alacağınız tanım, “kedilerin köpekleri yemesi gibi!” oluyor. Ve bu noktada 
ısrarcı olmak işe yarıyor, çünkü bu tanım, Grangulez’in rock müzik eksenini 
synth’ler ve dozunda elektronik katmanlarla birleştiren dinamizmi için şu an 
yapılabilecek en yerinde tanım olabilir. Grangulez, 21 Ekim’de İstanbul’da, 
Peyote’de canlı çalıyor. www.myspace.com/grangulez adresine bağlanıp, 
müziği dinleyince neden orada olmanız gerektiğini anlayacaksınız. İşte bu 
konserin arifesinde Grangulez, Grangulez’i Bant’a anlattı. 

*Grangulez hikayesine bir giriş yapabilir misiniz? 
Altı sene önce Deniz ile Serhan basketbol oynarken tanışırlar. Sonrasında, 
kemikleşmeye başlayan bir müzik tutkusu sözkonusudur. Serhan'ın kuzeni 
İsmail'i de aralarına katarak, ev stüdyolarında enstrümanlarını öğrenmeye 
koyulurlar (Deniz'in babasının eğilimlerimiz ve zevklerimizin şekillenmesi 
konusunda büyük payı olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz). Yunus ise 
verdiğimiz bir ilanla bizi bulur. Birlikte beste yapmaya çalışarak üç sene 
daha geçirilir ve bugüne ulaşılır.

*Grangulez ismini kulağa gelişi sebebiyle mi seçtiniz yoksa bir anlamı da 
var mı? 
Taktığımız bir şapka. Şimdi söyleyeceklerimizden sonra bununla ne demek 
istediğimiz daha açık olacak sanırım. Grangulez, Arnavutların çok katlı 
evlerinde tepeden gelen ışığın evin diğer katlarına da ulaşmasını sağlayan, 
odaların ortasında bulunan boşluk anlamına geliyor. Yerel bir kavram olması 
nedeniyle yaygın olarak bilinmesi mümkün değil. Bu yüzden anlamdan daha 
çok fonetiği ön plana çıkıyor. Biz böyle olmasını istedik. Bizi yakından 
tanıyanlar mutlaka ne anlama geldiğini ya da nasıl olduğumuzu 
bileceklerdir. Diğerlerinin de kulağına hoş gelecektir. Yani kısacası sevgi 
saygı insanlarıyızdır. 

*Grangulez’in müziği nelerle besleniyor? Hangi müzikler, hangi filmler –
müziğin sinematografik bir hali de var sanki-, hangi fikirler müziğiniz 
üzerinde etkili?
Bunu çok fazla kestiremiyoruz ancak birincil besin kaynağının 'müzik' 
olduğunu söyleyebiliriz sanırım. Şu konuda uzlaşmaya vardık ki, hepimizin 
bugüne kadar en fazla etkilendiği grup Radiohead olmuş. Onun haricinde 
birkaç önemli isim daha saymak gerekirse; Captain Beefheart, Boards of 
Canada, Deerhoof, Sleater Kinney ve Birthday Party aklımıza ilk gelenler. 
Filmlere gelince... Bu soruyla birlikte bizde de benzer bir his oluştu 
ama 'hangi filmler' olduğunu düşünmemize rağmen bulamıyoruz. Bunun 
yerine sevdiğimiz filmleri söyleyelim, belki de onlardır 
cevap; “Decamerone”, “Elephant”, “25th Hour”, “Punch-drunk Love” 
ve “Ninja Turtles 3”.

*Bulunduğumuz ortam, zaman zaman insanı cesaretlendirici ve bilinç 
kazandırıcı türden imkanlar sunabiliyor. Siz bu ortamda kendinizi nereye 
koyuyorsunuz; neler size güç veriyor, neleri eksik buluyorsunuz?
Bu konuda haklısınız. Örneğin; bu röportajı, konser verebilmeyi ve bize güç 
veren insanlarla tanışabilmeyi Myspace'e borçluyuz. İnternetin birçok şeyi 
tepetaklak etmiş olması hoşumuza gidiyor. Çok yakın gelecekte plak 
şirketlerine bile ihtiyaç duyulmayacak belki ya da bundan sonra yetişen 
kuşak yerel sınırlara hapsolmayacak. Ülkemizdeki mekanlar konusunda ise 
epey düşünceliyiz. Gruplarla sömürüye dayalı bir ilişki kurmayan mekan 
sahiplerine ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.  

*Grangulez, Ankara müzik hareketlerinin orijinal ve lezzetli olan ilk ürünü 
değil. Ankara sahnesinde kendinizi yakın hissettiğiniz oluşumlar, mekanlar 
ya da gruplar hangileri? 
Bu şehrin bu konudaki kısırlığı akşamları bizi eve hapsediyor ne yazık ki. 
Beğendiğimiz gruplar olmasına karşın Locus Solus haricinde beğendiğimiz 
bir mekan yok. Londra'nın müzik sahnesi bakımından yeryüzündeki en 
harika yer olduğunu düşünüyoruz yeri gelmişken. Gündüzleri ise Orta 
Dünya ve 2 Rooms'da vakit geçiriyoruz. Gruplar; Fungu ve Bedroomdrunk!   

*İstanbul’da kısa süre önce bir konser verdiniz. İstanbul ve Ankara 
izleyicisi/dinleyicisi arasında dikkatinizi çeken farklar oldu mu? 
Lise’deyken sınavlarda sorulara çok kısa cevaplar verip sıyırmayı hayal 
etmişimdir. Mesela  Karadeniz’deki dağlar ile Ege’deki dağların coğrafi 
olarak farkları var mıdır? Varsa etkileriyle birlikte açıklayınız. Yoktur hepsi 
aynı şekildir; yeşildir, taştır, topraktır demeyi istemişimdir. Bu soruya da 
öyle cevap verebilmeyi istiyorum. Mesela sadece “olmadı” desek kurtarabilir 
miyiz?  Ya da şöyle diyebiliriz. Ankara’dakiler izleyici, İstanbuldakiler 
dinleyici.

*Grangulez taze olduğu kadar genç de bir grup. Müzik dışında ne gibi 
tutkularınız, ilgi alanlarınız var? 
Sanat çok büyük yer işgal etmekte. Başta müzik olmak üzere tüm 'biçimlere' 
ilgi duyuyoruz. Bunun dışında; Yunus kitaplarla, İsmail modayla, Deniz 
kedilerle, Serhan ise içki ve kızlarla ilgileniyor. 

*Besteleri oluşturma sürecinizden biraz bahsedebilir misiniz? 
Genellikle Deniz bir gitar riff’iyle çıkageliyor. Eğer grup üyeleri üzerinde 
uğraşmaya değer bulurlarsa birlikte bir şekle sokulmaya çalışılıyor. 
Elektronikleri ise kayıt aşamasında yoğun bir uğraş sonucu katıyoruz.  

*Müzik yaparken “yerel olmak”, “yerel kalmak” gibi meseleler ne derece 
kafanızı kurcalıyor?
Yerel olmak ya da olmamak gibi bir endişe taşımıyoruz. Günümüzde maruz  
kaldığımız
iletişim bombardımanını gözardı etmek ne kadar gerçekçi ise halen yerel 
olmak veya olmamak gibi kaygılar taşımayı da o kadar gerçekci buluyoruz. 
Bu bağlamda kendini kasarak üretkenliğini kısıtlayan gelişmemiş ülke 
sanatçısı tavrında olmak istemiyoruz.

*Müziğinizde vokallere yer vermemeniz, söz söylemeyişiniz müzikal bir 
tercih mi?
Öncelikle bizi bu konuda, yani söz yazma ve vokal yapma konusunda 
sürekli hayal kırıklığına uğratan, bekleten bir şahıs oldu. Eh biz de ona 
güvendik, sonrasında ise erteledik erteledik ve erteledik. Kısa zamanda bu 
sorunun da üstesinden geleceğiz bir şekilde.

*Şarkıları evde mi kaydettiniz? 
Evde kaydediyoruz. Fakat bu bir tercihten çok zorunluluk. Hepimizin 
gönlünde yatan; güzel bir stüdyoda, güzel bir prodüktörle analog kayıt 
yapabilmek.

*Grangulez olarak nerede olmak, nerede durmak istiyorsunuz? 
En sevdiğimiz işi yapıyoruz, olmak istediğimiz durum bu, tabi beğeniler ve 
istekler de değişebilir zamanla ama bu değişimin yönünü ve tabiatını 
şimdiden öngörmek olası değil. İkinci kısmına gelince, “durmak?” işte bunu 
hiç düşünmedik

*Okuyanlara, playlist’lerinizden dinlemeleri için ne gibi önerilerde 
bulunurdunuz? 
Yo La Tengo ve Broadcast'in yeni albümleri olağanüstü! Beth 
Gibbons'ın “Out of Season”, Josephine Foster'ın “A Wolf in Sheep's 
Clothing” albümleri de bizi bizden almakta bu sıralar.


Keywords:röportaj
Kategori: ♬ müzik ♬
cevap ver  jumbo   12/10/06
 http://www.myspace.com/grangulez  
cevap ver  kazımkanat   04/12/06

cevap ver  dide   04/01/07
şaşırtıcı grup
inanılmaz müzik
bir de türkmüş bu utanmazlar
pek bi sevdik

peyote konserinden önceden haberim olsaydı diye sızlanmışımdır..
cevap ver  kazımkanat   04/01/07
bir müddet sonra yine gelecekler. studio liveda olacak herhalde   
cevap ver  jumbo   05/01/07
gelecekler dediğin yer nere kanat, istanbullu taklidi mi yapıosun yoksa - ankarada 
mı çalacaklar, ankarada mı çalmalılar..  
cevap ver  kazımkanat   05/01/07
bu tiplerden ikisi yiğenim olur.
bi tanesi ankarada bende kalıyor.
ondan duyduğum kadarıyla 15 şubatta ankaradan peyoteye gelecekler.
Bir de studio live ihtimali varmış ama ayrıntısını bilmiyorum.
ankarada çıkarlar mı onu da bilmiyorum
ama isteyeni ankarada studio çalışmalarına götürürüm. 
cevap ver  dide   05/01/07
istanbuldakiler napsın! oldu mu şimdi.. kıskandım..
cevap ver  jumbo   05/01/07
bende sizleri davet ederim stüdyoya da ben gene annamadım 'ankaradan 
peyoteye gelecekler' kısmını, sen ankaradaysan ve bu yiğenler ankaradaysa 
'ankaradan peyoteye gidecekler' demen gerekmiyormuydu ki, ben onu sadece 
merak etmiştim safiyan..
cevap ver  kazımkanat   05/01/07
haklısın gidecekler demem gerekirdi.
cevap ver  jumbo   05/01/07
hihi. .. aslı gitti bizi
tanıştıramdan da o dert
oldu yüreğime  :)
cevap ver  kazımkanat   06/01/07
boşver 
gelir ya da sen gidersin oraya
cevap ver  jouissance   06/01/07
cem acaba elektro davul işini halledebildi mi? bestekar da kırmızı odada 
bekliyoruz yeğenlerini.


boşlukları doldurun


bunlara da göz atabilirsiniz:

otarafa: Laura Cantrell butarafa: haybe dergi

iletişim - şikayet - kullanıcı sözleşmesi - gizlilik şartları